23 Nisan 2011 Cumartesi

23 Nisan Partisinden Kareler

Haftanın son günü okulumuzda bir parti düzenledik ve hep birlikte 23 Nisan'ı kutladık. Eğlenceli bir akışla gerçekleştirilen parti, Zürafalar sınıfı öğrencilerinin okuduğu şiirler ve hep beraber söylediğimiz şarkılarla başladı. Ardından oyunlar oynadık.


 Zebralar ve Kelebekler hazırladıkları dansı sergilediler. İki takıma ayrılıp halat çektiler.


Kediler ve Zürafalar'ın orff'unun ardından ip çevirme, çuvalla koşma ve kaşıkta top taşıma gibi yarışmalar yapıldı. Sıra dansa geldiğinde ayın sanatçısı Michael Jackson figürlerinin başarılı sunumlarını izledik.



23 Nisan partimizi oyunlar ve dansların yanı sıra çocuklarımızın birbirinden güzel kıyafetleri de renklendirdi. Heyecandan kıpır kıpırdı herbiri. Kraliçeler, prensesler, korsanlar, şövalyeler, kediler, kelebekler, futbolcular, çizgi film kahramanları, en güzel elbiseleri içerisinde kızlar ve en şık kıyafetleri içerisinde erkekler... Bu senenin en renkli ve en eğlenceli organizasyonlarından biriyle, çocuk bayramına yakışır bir partiyle kutladık 23 Nisan'ı.



Pierre Loti Tepesi

Zürafalar sınıfı, nisan ayının tamamında çok kapsamlı ve çok keyifli bir konuyu işliyorlar; "Kentsel Doku". Her hafta İstanbul'u farklı bir yönüyle tanıyor, etkinlikler yapıyor, kitaplar okuyor, geziler düzenliyorlar. Geçtiğimiz iki haftada İstanbul'un köprülerini ve tepelerini işlediler. Ardından da iki önemli köprüden geçerek ulaşacakları bir tepeye keyifli bir gezi gerçekleştirdiler. Bu hafta Zürafalar sınıfıyla Pierre Loti Tepesi'ndeydik.

Güneşli ve ılık bir perşembe sabahında çıktık yola. Önce Boğaziçi Köprüsü'nü, ardından Haliç Köprüsü'nü geçtik. Eyüp'ün içinden dolaşıp Pierre Loti Tepesi'ne tırmandık. Servisten indiğimiz nokta, Osmanlı-Türk mimarisine uygun ahşap konaklardan oluşan bir turizm kompleksi haline dönüştürülmüştü. Tepedeki evler restore edilerek hazırlanan bu yapılar arasında yürüyüş yaptık, İstanbul'un lale zamanının keyfini çıkardık.


Tepeden Haliç manzarasını seyrettik. Daha sonra Tarihi Pierre Loti Kahvesi'ne oturup bu güzel manzarayı resmetmeye başladık. Kahve çok kalabalıktı. Farklı ülkelerden pek çok turist bizim gibi Haliç'i ve İstanbul'u seyretmeye gelmişti. Karşılarındaki manzarayı resmetmekte olan çocuklarımız da onlar için eşdeğerde ilgi çekici farklı bir görüntü oluşturdu. Büyük bir kısmı masamıza yaklaşarak uzun uzun çocuklarımızın çizmekte olduğu resimlere baktılar hatta onlarla sohbet etmeye çalıştılar.


Yoğun bir çalışmanın ardından Pierre Loti Tepesi'nin çocuklarımızda bıraktığı izleri yansıtan pek çok güzel eser çıktı ortaya.



Yürüyüş, açık hava ve masa başı çalışması hepimizi acıktırınca birer ayran sipariş ettik ve yanımızda götürdüğümüz sandviçlerle karnımızı doyurduk. Gezimizin sonunda yazar Pierre Loti'nin İstanbul'da kaldığı dönemde sık sık ziyaret ettiği Tarihi Kahve'nin ahşap binasını ziyaret ettik. Duvarlardaki resimleri inceledik. Haliç'in ve Pierre Loti Tepesi'nin seneler önce çekilmiş fotoğraflarını gördük.


Zürafalar sınıfı öğrencileri "Kentsel Doku" konusunu iki haftadır keyifle ve heyecanla takip ediyorlar. Yaşadıkları şehrin güzelliklerini büyük bir merakla araştırıyor, dağarcıklarını hızla ve bitmeyen bir iştahla dolduruyorlar. Böylesine bir ilgiyle takip ettikleri "Kentsel Doku" kapsamında gerçekleştirdiğimiz Pierre Loti gezimiz hepimiz adına çok keyifliydi. Çocuklarımızda bıraktığı izlerse zaman içerisinde ortaya çıkacak.

20 Nisan 2011 Çarşamba

Küçük Ağaç'ta Aile Katılımları

Eğitim döneminin başında sizlere birer form göndermiş ve sene içerisinde çocuklarınızın sınıfında istediğiniz bir etkinliği yapmanız için sizleri okulumuza davet etmiştik. Bu sınıf içi etkinlikler, eğitim sürecine aile katılımını sağlamak için uyguladığımız önemli ve bir o kadar da keyifli adımlardan bir tanesi. Her şeyden önce anne veya babalara çocuklarını sınıflarında izleme imkanı veriyor. Her hafta sizlere ulaştırdığımız eğitim programımız hakkında daha somut bilgiler edinmenizi sağlıyor. Okul ve aileler arasındaki iletişimi destekliyor. Ve tabi öğrencilerimiz de sınıflarında anne veya babaları eşliğinde bir etkinlik yapmanın keyfini yaşıyorlar.

Geçtiğimiz haftalarda okulumuzda çok keyifli aile katılımları gerçekleştirdik. Mart ayının son haftası, Kediler sınıfından Akın Uras Can'ın annesi Birten Hanım okulumuzu ziyaret etti. Çocuklarla seramik dersine katıldı ve Akın'la birlikte bir figür oluşturdu.


 Yine aynı hafta ve yine aynı sınıftan Selim Güzeliş'in annesi Banu Hanım geldi okulumuza. O da Kediler sınıfının hikaye saatine katılarak yanında getirdiği bir kitabı okudu.


Bir sonraki aile katılımımızı Zebralar sınıfından Defne Ünver'in annesi Anastasia Ünver gerçekleştirdi. Önce Küçük Örümcek hikayesini anlatan Anastasia Hanım daha sonra orgunun başına geçti ve çocuklarla birlikte Sallan Sallan Örümcek şarkısını söyledi. Şarkının sonunda çocukların tek tek orgu çalmalarına da izin verdi.



Bu hafta da Kediler sınıfından Poyraz İzgi'nin annesi Zeynep Hanım Küçük Ağaç'taydı. O da hikaye saatinde çocuklarımızla buluşup onlara kitap okudu.


Velilerimizin aile katılımı programına ellerinden gelen desteği verdiklerini görmek ve onları sınıflarda çocuklarla birlikte etkinlik yaparken izlemek bizleri çok mutlu ediyor. Hepinize ayırdığınız vakit ve gösterdiğiniz çaba için çok teşekkürler...

18 Nisan 2011 Pazartesi

Kelebek Manzaraları

Küçük Ağaç'ta birbirinden güzel kelebekler uçuşuyor her gün. Güzelliklerine kapılmamak, peşlerine takılmamak mümkün değil. Bu hafta kelebek manzaraları paylaşıyoruz sizlerle...

Pazartesileri ellerini çamura buluyor kelebekler. Bazen öğretmenlerinin belirlediği figürleri, bazen de kendi tercih ettikleri karakterleri oluşturmaya çalışıyorlar seramik dersinde.


Hava güzel olduğunda soluğu bahçede alıyor, hep birlikte oyunlar oynuyorlar. Kovalamaca, çember oyunları, top oyunları, salıncakta sallanma, evcilik... Kimi zaman da o anda uydurdukları yepyeni bir oyun... O kadar keyifle oynuyorlar ki çoğu zaman zebralar da katılıyor aralarına.


Sınıfta da zamanlarının belli bir kısmı oyunla geçiyor. Seçtikleri köşelerde keyifli dakikalar geçiriyorlar.



Bu hafta bir misafirleri vardı kelebeklerin. Kuklalar geldi sınıflarına. Önce bir süre karşılıklı sohbet ettiler. Kuklaların son ziyaretlerinden bu yana sınıflarında nelerin değiştiğini anlattılar. Sonra da İyi Kalpli Sarı Vosvos'un macerasını izlediler.


Epeyce de çalıştı kelebekler. İngilizce dersine katıldılar,


orff yaptılar,


diğer sınıflarla birlikte müzik dersinde öğrendikleri şarkıları tekrar ettiler,


kütüphane etkinliklerine katıldılar ve haftanın teması doğrultusunda sanat atölyesinde çalışmalar gerçekleştirdiler.

Kelebekler her hafta olduğu gibi bu hafta da her yerdeydiler. Nereye konsalar bize rengarenk, neşeli, enfes manzaralar izlettiler.

Babajim Stüdyoları

Birkaç yıl önce Küçük Ağaç’ın öğrencilerinden Selin ve Serra Kösebay okulumuz için çok özel bir sürpriz hazırladılar. Eski bir noel şarkısı olan O Tannenbaum’u Küçük Ağaç’a uyarladılar. Onların sesinden bu şarkıyı dinlemek bizi çok duygulandırdı. Okulumuzdan mezun olurken şarkının notalarını ve sözlerini bir de fotoğrafları eşliğinde çerçeveleterek bize hediye ettiler. Bu hediyelerini giriş katında görmüşsünüzdür. Hatta Selin ve Serra’ya da okulumuzda denk gelip tanışmış olma ihtimaliniz yüksek. Bizi sık sık ziyaret eden, Küçük Ağaç’tan hiç kopmayan öğrencilerimizdendir onlar.

Aradan yıllar geçti. Biz her ofise girişimizde Selin ve Serra’nın hediyelerinin önünden geçtik. Ama bir gün gelip de bu şarkıyı kayda alacağımız hiç aklımıza gelmedi. Ta ki bu senenin başında bir velimizden hoş bir teklif alana kadar… Zürafalar sınıfından Emek Verda Coşar’ın babası Ali Bey bizi arayarak Babajim Stüdyoları’nı ziyaret edebileceğimizi iletti. Bize orada gerçekleştirebileceğimiz bir projeden bahsetti. Ziyaretimizin detaylarını netleştirmemiz biraz zaman aldı. Ve bu zaman içerisinde bizim de aklımıza farklı bir proje geldi. Öğrencilerimizle Babajim’i ziyaret ederken Küçük Ağaç şarkısını da kaydedebileceğimizi düşündük. Stüdyodan da olumlu yanıt gelince yoğun bir çalışma başladı okulda.

Öncelikle okulumuzun şarkısını kimlerin seslendireceğine karar vermemiz gerekti. Böyle özel bir şarkı için eski öğrencilerimizden de destek almak bize hoş bir fikir gibi göründü ve hemen Selin ile Serra’yı, ardından da Lukas Bora Aydınoğlu’nu aradık. Herbiri seve seve destek vereceklerini söyleyerek okulumuza geldiler ve müzik öğretmenimiz Aylin Hanım eşliğinde çalıştılar. Bu esnada biz de Babajim’den Melis Tarhun’la günü ve programı netleştirdik.


Ve sonunda ziyaret günümüz geldi çattı. Sabah erkenden Beyoğlu’na, Babajim Stüdyoları’na doğru yola çıktık. Büyük bir ilgi ve sıcaklıkla karşılandık Babajim’de. Önce stüdyoyu dolaştık. Melis Hanım öğrencilerimizin sorularını yanıtladı. Nasıl çalıştıklarını, müzikleri nasıl kaydettiklerini, cd’lerin nasıl hazırlandığını anlattı. Çocukların en ilgisini çekense duvarlardı… Ses geçirmeyen, yalıtımlı duvarlar… Stüdyodaki seslerin nasıl dışarı çıkmadığı, dışarıdaki seslerin nasıl içeri girmediği üzerine pek çok sorular sordular. Dinlenme odasındaki duvarlarla stüdyodaki duvarları inceleyerek karşılaştırdılar. Yoğun bir araştırma yaptılar duvarlar üzerinde.



Sıra Küçük Ağaç şarkısının kaydına geldiğinde Selin, Serra ve Lukas’a halen okulumuz öğrencilerinden olan Dora ve Nida da katıldı. Stüdyo engineer’larından Reuben De Lautour’un piyanoda çaldığı şarkıya öğrencilerimiz mükemmel bir şekilde eşlik ettiler. Seslerinin kaydı alındı. Hatta ziyaretleri videoya çekildi. Ses kaydının miksi, görüntülerin de kurgusu gerçekleştirildikten sonra birer kopyaları bize ulaştırılacak. Ve bundan böyle web sitemizde Küçük Ağaç şarkısı çalacak.


Bugünkü ziyaretimiz hem öğrencilerimiz hem de bizler için çok keyifli geçti. Bir stüdyoyu ziyaret ettik. Orada şarkımızı seslendirdik, ardından kayıt odasında dinledik. Babajim ekibinin sıcak ilgisi eşliğinde, bizler için çok farklı bir mekanı keşfettik ve çok güzel bir gün geçirdik. Babajim’e çok teşekkür ediyoruz.



“Küçük Ağaç, yeşil ağaç, hiç solmayan rengin var.
Karlar yağar, kışlar geçer. Bahar olur, kuşlar öter.
Küçük Ağaç, yeşil ağaç, hiç solmayan rengin var.”