28 Aralık 2010 Salı

Yeni Yıl Partisi

Bugün okulumuzda masal kahramanları vardı. Ve süper kahramanlar... Tül tül elbiseleriyle prensesler geldi. Farklı ülkelerden çocuklar... Birkaç kelebek uçuşuyordu, bir de penguen yürüyordu aralarda. En şık kıyafetleri içinde çocuklar vardı. Kimi kravatlı, kimi şapkalı...

Oyunlar oynadık birlikte. Sihirbazlık numaraları seyrettik. Hoplaya zıplaya dans ettik. Noel Baba geldi ve herbirimize hediyeler dağıttı partinin sonunda. Birlikte yeni yıl partimizde çok eğlendik.






26 Aralık 2010 Pazar

Ayva Reçeli

Turşumuzdan sonra ayva reçelimiz de hazır. Yemek kültürümüzün belki de en eski tadlarından biri olan reçeli öğrenmek ve hazırlanışını görmek üzere geçen perşembe günü yemekhanede bir araya geldik. Önce birlikte evden getirdiğimiz ayvaları dilimledik. Arada tadına bakmayı da ihmal etmedik tabi... Dilimlenen ayvaları tencereye aktardık. Üzerine şekerini ilave edip daha sonra kaynatması için Sevgi Hanım'a teslim ettik. Reçelimiz artık hazır. İlerleyen günlerde, kahvaltılarında tadına bakabileceğiz.




19 Aralık 2010 Pazar

Velilerle Orff Çalışması

Tüm velilerimiz bilirler ki Küçük Ağaç, Orff-Schulwerk resmi üyesidir ve sınıflarımızda çocuklarımızla Orff çalışmaları yapılmaktadır. Her haftasonu gönderdiğimiz haftalık eğitim programlarımızda o hafta hangi Orff çalışmasını yapacağımızı belirtiriz. Sene sonu gösterilerimizde her sınıfın sahnede sergileyeceği farklı Orff çalışmalarına yer veririz.  

Velilerimizden sık sık Orff'un ne olduğuyla ilgili sorular gelir. Onlara bilgi vermeye çalışırız. Hatta Orff'u velilerimize daha iyi tanıtabilmek için her yıl bir de Orff yaşantı grubu oluştururuz. Bu gruplara yoğunlukla okulumuza yeni başlamış öğrencilerin velileri katılırlar. Böylece tüm velilerimiz Orff öğretisini deneyimleyerek, oyunlar içerisinde yer alarak tanımış olurlar.

Bu senenin velilere yönelik Orff çalışması bu pazar okulumuzda gerçekleşti. Belki de bu yılın en önemli ve en özel etkinliklerinden biri oldu. Çünkü katılan anne ve babalar çocuklarının her hafta yaptıkları Orff çalışmalarıyla neleri öğrendiklerini, neleri başardıklarını gördüler. Okulumuzun Eğitim ve Orff Koordinatörü Filiz Yaşar tarafından gerçekleştirilen Orff çalışmalarında merhaba, benim adım, gökkuşağı renkleri, örtünün altında ne var ve kurbağa yarışı gibi oyunlar oynandı. Oyunların ardından herbirinin neyi amaçladığı, çocukların kazanımlarının neler olduğu anlatıldı.

Bugün velilerimizle birlikte çok keyifli bir pazar sabahı geçirdik. Bizim için çok önemli olan bu etkinliğe katıldıkları için hepsine çok teşekkür ediyoruz. Onlar, tıpkı önceki senelerde bu etkinliğimize katılan velilerimiz gibi, sene sonunda sahnede Orff sunumlarını yapan çocuklarının neleri başarmakta olduğunu görebilecekler. Bunu biliyor olmak, bizim bugünkü keyfimizi bir kat daha arttırıyor.





18 Aralık 2010 Cumartesi

Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası

Kuru yemişler, meyveler, pestiller... Cuma günü öğle saati Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası'nı kutlamak için yemekhanede, rengarenk soframızın başında toplandık. Çocuklar, başlarına taktıkları resimli bantlarla farklı birer meyve ya da sebzeyi temsil ediyorlardı. Önce kutlama için şiir hazırlayan öğrencileri dinledik. Ardından çocuklarımızın evlerinden getirerek arkadaşlarıyla paylaştıkları meyvelerin ve kuru yemişlerin tadına baktık. Hep birlikte kendimize küçük, keyifli bir ziyafet çektik.

17 Aralık 2010 Cuma

PTT Müzesi

Bu hafta Zürafalar ve Kediler sınıflarının konusu İletişim ve Haberleşme idi. Geçtiğimiz yıllarda bu konuyu işlerken çocuklarımız birer mektup hazırlarlardı. Daha sonra hep birlikte Kızıltoprak Postanesi'ne gider, tüm mektupları postalardık. Bu sene de aynı çalışmayı yaptık. Fakat bu defa farklı bir postaneden gönderdik mektuplarımızı; Sirkeci Büyük Postane'den.

Çok güzel bir geziye dönüştü bu seneki postane ziyaretimiz, çünkü mektuplarımızı göndermekle kalmadık, aynı zamanda PTT Müzesi'ni de gezdik. İnşaatı 1909'da tamamlanan bu tarihi binada dolaşırken bize eşlik eden müze yetkilisinden Türk iletişim tarihine dair pek çok bilgi aldık. Osmanlı'dan günümüze postacı kıyafetlerini, posta kutularını, pul ve zarfları gördük. Kadranlı, zemberekli, manyetolu masa ve duvar telefonlarını, 600 hatlı telefon santralini gördük. Eski dönemlerde santrallerin nasıl çalıştığını, operatörün arayan kişiyi istediği numaraya nasıl bağladığını izledik. Eski telgrafları ve yazı makinalarını, deve ve at sırtı posta çantalarını, postada kullanılan terazileri inceledik. Tepeden Büyük Postane'yi gören bir müze camından postanenin işleyişini seyrettik. Son olarak da telgraf memuru Manastır'lı Hamdi Bey'in odasını gezdik ve odada bulunan telgraf cihazlarını gördük. 

Müzeyi ziyaretimiz sona erdiğinde Büyük Postane'ye geçtik. Önce zarflarımıza pullarımızı yapıştırdık. Ardından sırayla mektuplarımızı postane yetkilisine teslim ettik. İletişim ve Haberleşme konusunu dolu dolu ele aldığımız bir haftayı geride bırakıyoruz. Sizden ricamız önümüzdeki günlerde gözünüzün posta kutunuzda olması. Birkaç gün içerisinde postadan size sürpriz bir zarf çıkabilir.




15 Aralık 2010 Çarşamba

Küçük Balerinler

Salı günleri saat on bir sularında küçük balerinler uçuşur merdivenlerden yukarı doğru. Pembeli beyazlı mayoları, tül etekleri içerisinde kıpır kıpır bekleşirler üst katta. Ders saatleri geldiğinde, çocuksu bir ciddiyetle yerlerine geçer, pozisyonlarını alır ve çalışmalarına başlarlar.

Önceki senelerin aksine bu yıl kız kızalar bale saatinde. Anlaşılan matadorların ve Rus delikanlıların farklı meşguliyetleri var. Fakat bu balerinlerin keyfini hiç de bozmamış. Aynı istekle, aynı keyifle çalışıyorlar her hafta. Sesi ayırt etmeyi, bedenlerini kontrol etmeyi, beraber hareket etmeyi ve müziğin ritmine uymayı öğreniyorlar. Balenin gerektirdiği disiplinle temel ısınma hareketlerini ve egzersizlerini yapıyor, aralarda kendi emprovize figürleriyle serbest dans ediyorlar.

Bale çalışmaları sırasında çok özel bir eğitimci eşlik ediyor kızlarımıza; Gina Hanım. Balenin gerektirdiği disiplini çocuklarımızın yaşlarına uygun düzeyde vererek çok özel koreografiler yaratıyor her yıl. Bu yılın sene sonu gösterisi için çalışmalar başladı bile. Koreografi hazır, kızlarımız her hafta danslarına çalışıyorlar. Sizleri çok güzel bir sürpriz, kıpır kıpır bir dans bekliyor haziran ayında.





9 Aralık 2010 Perşembe

Bisiklet Tamircisi ve Fırın Gezileri

Bu hafta Kediler Sınıfı'nın konusu Kullandığımız Araç ve Gereçler'di. Konumuzla ilgili olarak mutfak, tamir ve temizlik araç, gereçlerini, elektrikli ev aletlerini sınıfımıza getirerek inceledik. Bir de küçük gezi düzenledik ve okulumuzun biraz ilerisindeki Velespit Bisiklet'in tamir atölyesine gittik. Bazı bisiklet parçalarını ve bisiklet tamirinde kullanılan aletleri gördük. Bu aletlerden bazılarının tamir esnasında kullanılışlarını izledik. Artık gündelik hayatımızda kullandığımız pek çok araç ve gereci tanıyor, nasıl kullanıldıklarını biliyoruz.



Bu hafta bir gezi daha düzenledik. Geçtiğimiz hafta Besinler konusunu işleyen Zürafalar Sınıfı ile ekmek fırınına gittik. Gezi öncesinde okulda buğdayın önce una, daha sonra ekmeğe dönüşümü ile ilgili sohbet ettik, ekmeklerimizi yaptık. Daha sonra Fırınım'a giderek ekmeğin hazırlanma sürecini izledik. Hatta izlemekle kalmayıp fırın çalışanlarının davetiyle birer simit bile yaptık. Gezimizin sonunda okula dönerken satın aldığımız ekmeklerin tadına bakmayı da ihmal etmedik.




8 Aralık 2010 Çarşamba

Küçük Ağaç'ın Küçük Ziyaretçileri

Geçtiğimiz haftalarda okulumuzda bazı küçük ziyaretçileri ağırladık. İlki Zürafalar Sınıfı'ndan Eros Gümüş'ün köpeği Puppy'ydi. Evcil Hayvanlar konusu kapsamında, Zebralar Sınıfı'nın davetiyle okulumuza gelen Puppy bütün günü bizimle geçirdi. İki yaş grubu öğrencilerimiz küçük ziyaretçilerine büyük ilgi gösterdiler. Ona oyuncak tabaklarda hayali yiyecekler ikram ettiler, sırayla sınıfları içerisinde gezdirdiler, doya doya sarıldılar, hatta bir ara onu yastık sanıp sırtına uzandılar. :)



İkinci ziyaretçimiz de Evcil Hayvanlar konusu kapsamında fakat bu defa Kediler Sınıfı'na geldi. Öğrencilerimiz, Sarp Besler'in kedisi Ginger'ı bekliyorlardı. Sepetten Ginger yerine Sarp'ın küçük köpeği Natalie çıkınca çok şaşırdılar. Natalie henüz yavru olduğu için ziyareti kısa sürdü. Yine de Kediler Sınıfı'nda öğrencilerimizle epey vakit geçirdi. Sarp ve babası Cenk Bey, Natalie'yle ilgili bilgiler verdiler ve soruları cevapladılar. Okulumuzdan ayrılmadan önce Natalie diğer sınıfları da dolaştı, tüm öğrencilerimizle tek tek tanıştı.

Puppy ve Natalie'yi okulumuza getirip bizlerle tanıştırdıkları için Eros ve Sarp'a teşekkür ediyoruz. İlerleyen haftalarda diğer öğrencilerimizin evcil hayvanlarını da okulumuza bekliyoruz.


2 Aralık 2010 Perşembe

Tak Takıştır Partisi

Bugün okulumuzda Tak Takıştır partimiz vardı. Birlikte hoşça vakit geçirebilmek için  oyun salonumuzda bir araya geldik. Takıp takıştırdığımız aksesuarlarımızla da partiye biraz daha eğlence katmaya çalıştık.

Parti öncesinde, tüm öğrencilerimiz evlerinden getirdikleri ya da öğretmenlerinden aldıkları aksesuarlarla hazırlıklarını tamamladılar. Kız öğrenciler takıları, tokaları, çantaları, şapkaları, eldiven ve atkılarıyla çok renkliydiler. Erkek öğrencilerse kravatları, papyonları, bereleri, şapkaları ve gözlükleriyle cıvıl cıvıldılar. Pek çoğu öğretmenlerine yüzlerini de boyatmıştı.

Öğrencilerin aksesuarlarını ve hazırlıklarını sergiledikleri defileyle başlayan parti oyunlar ve danslarla devam etti. Hep birlikte eğlenen ve dans eden öğrencilerin görüntüsü ise tam anlamıyla bir renk cümbüşüydü.




Küçük Fırıncılar

Besinler konusu kapsamında yapmayı planladığımız fırın gezimizi nihayet bugün Kediler Sınıfı ile birlikte gerçekleştirdik. Gezi öncesinde öğrencilerimiz aşçı şapkalarını takarak kendi ekmeklerini hazırladılar. Yoğurdukları ekmek hamurlarını şekillendiren ve sonrasında tepsiye yerleştiren çocuklar daha sonra okulumuzun biraz ilerisindeki Fırınım'a doğru yola çıktılar.

Fırına vardıklarında çocuklara önce ekmeğin nasıl hazırlandığıyla ilgili bilgi verildi. Buğdayların toplanıp nasıl işlendiği ve una dönüştürüldüğü anlatıldı. Farklı farklı illerden getirilen unların fırınlarda nasıl hamur haline dönüştürüldüğü gösterildi. Kocaman teknenin başında hamurun yoğruluşunu seyreden çocuklar daha sonra fırının başına geçerek ekmeklerin nasıl pişirildiğini izlediler. Kendi hazırladıkları ekmeklerin fırına girişini gördüler. Fırın gezisinin sonunda yanlarında getirdikleri paralarla evlerine götürmek için birer ekmek aldılar. Ne var ki ekmeklerin çoğu okula varana kadar yarıya inmişti bile.

Fırın gezileri sayesinde her gün yedikleri ekmeklerin nasıl hazırlandığını öğrenen Kediler Sınıfı öğrencileri, akşamüstü kahvaltısından sonra fırından gelen, kendi hazırladıkları ekmekleri afiyetle yediler. Kendi ellerinin tadı bulaşmış olacak ki, ekmeklerinden geriye kırıntı bile bırakmadılar.






25 Kasım 2010 Perşembe

Kayıp Eşya Bürosu

Bugün okulumuzda bir tiyatro oyunu sergilendi; Kayıp Eşya Bürosu. Oyun, takside unutulan bir sardunya çiçeğinin kayıp eşya bürosuna getirilmesinden sonra yaşadıkları ile ilgiliydi. Sahibinden ve evinden çok uzakta, güneşsiz ve tozlu bir odada olduğu çok mutsuz olan sardunya, getirildiği yerde telefon, çanta, tiyatro kostümü, şemsiye, maydonoz gibi pek çok farklı nesneyle tanıştı. Onların kayıp eşya bürosuna getiriliş hikaylerini dinledi. Herbiri ona yeni ortamına alışması için yardımcı olmaya çalıştılar.

Tiyatro Bereze tarafından sergilenen Kayıp Eşya Bürosu, Sevim Ak'ın aynı adlı hikayesinden oyunlaştırılmış bir obje tiyatrosu çalışması. Çağdaş çocuk tiyatrosunun önemli bir türü olan obje tiyatrosunda hikaye, nesnelerin oynatılması yoluyla anlatılıyor. Bu yapısıyla, çocukların, gerçek objeler kullanarak ve onları canlandırarak kurdukları oyunlara çok benziyor. Kayıp Eşya Bürosu'nda da oyunun kahramanları ve dolayısıyla oyuncuları bu büroda yer alan nesneler.

Tiyatro Bereze'nin keyifli ve enerjik performanslarıyla sergiledikleri Kayıp Eşya Bürosu'nu öğrencilerimiz büyük bir ilgiyle izlediler. Kayıp eşyalar arasında da en çok maydonozu sevdiler. Böyle bir oyunu izleyen çocuklarımızın kendi oyunlarında gerçek nesnelere daha çok yer vereceklerine inanıyoruz. Eve geldiklerinde ellerine bir demet maydonoz alıp onu zıplatarak “Çürüyorum! Çürüyorum!” demeye başlarlarsa şaşırmayın. Ve Tiyatro Bereze'nin oyunlarını takip etmeyi unutmayın.






Dalgıçlık Meslek Tanıtımı

Zürafalar Sınıfı öğrencilerimizden Derin'in babası Birol Kargacı 23 Kasım günü meslek tanıtımı için okulumuzu ziyaret etti. Dalış eğitmeni olan Birol Bey mesleğini, deniz altını ve dalış yaptığı yerleri anlattı. Yanında getirdiği dalış malzemelerini tanıttı. Çocuklar, dalış elbisesi, tüp, maske ve palet gibi malzemelere tek tek dokundular, hatta nasıl kullanıldıklarını görmek için bazılarını denediler. Birol Bey, ekipmanları arasında yer alan pusulanın nasıl çalıştığını gösterdi ve yönler hakkında öğrencilerimize bilgi verdi. Çocuklar, merak ettikleri konularda Birol Bey'e sorular sordular. Kendileri için oldukça farklı bir meslek olan dalgıçlığa büyük ilgi gösterdiler.