5 Nisan 2012 Perşembe

Okul Olgunluğu Semineri

"Okul Olgunluğu", şu sıralar Küçük Ağaç'ın en önemli gündem konularından bir tanesi. Bunun nedeni, 2011-2012 eğitim yılının sonlarına hızla yaklaşıyor olmamız. Zürafalar sınıfı öğrencilerimiz birkaç ay içerisinde ilköğretim hayatlarına başlayacaklar. Takip eden yıllarda diğer öğrencilerimiz de aynı geçiş sürecini yaşayacaklar. Bu, hem çocuklar hem de aileler için çok önemli bir dönem.




Bizler bu aşamada velilerimize destek olmak adına bir seminer düzenliyoruz. Geçmiş yıllardaki tecrübelerimiz, bu seminerlerin ailelere büyük destek sağladığını, karar süreçlerinde onlara yardımcı olduğunu gösteriyor. Bu yılki konuğumuz Yrd.Doç.Dr.Tamer Ergin. Kendisi 8 Nisan Pazar günü saat 11:00'de Küçük Ağaç'ta konuğumuz olacak ve "Okul Olgunluğu" konusunda velilerimizi bilgilendirecek.




Küçük Ağaç'ta öğrencilerimizin yaşıtlarıyla ilişkiye girmelerine, paylaşımı ve işbirliğini öğrenmelerine, sahip oldukları yetenekleri geliştirmelerine destek oluyoruz. Onların gelişimlerini her yönden destekleyecek fiziksel ve sosyal ortamı sunmaya çalışıyoruz. Küçük Ağaç'ın tüm öğrencileri, okul öncesi eğitimlerini alırken bir yandan da bir sonraki adıma, ilköğretime hazırlanıyorlar.





Belirli bir yaşı doldurmuş olmak, saymayı bilmek ya da harfleri yazmaya başlamak çocuğun okula hazır olduğunu göstermiyor. İlköğretime başlangıç, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan hazır oluşu, yani okul olgunluğunu gerektiriyor. Okul olgunluğuna sahip çocuklar kendilerinden beklenilenleri yerine getirebiliyor ve okula karşı olumlu duygular besliyorlar. Öte yandan bu olgunluğa ulaşmamış çocuklar daha birinci sınıfta zorlanıyorlar ve motivasyonları düşüyor.

İşte pazar günü düzenlenecek seminerde bu okul olgunluğu konusu ele alınacak. Çocukların tüm gelişim alanlarındaki olgunluk düzeyleri ile ilgili bilgi verilecek. Okuma-yazma becerileri için gereken olgunluk işaretleri hakkında konuşulacak. Ailelerin çocuklarına ne gibi destekler verebilecekleri anlatılacak. Tüm velilerimizi pazar günü gerçekleştirilecek seminerimize bekliyoruz. Unutmayın, ilköğretim günleri hızla yaklaşıyor. Bu adımı en sağlıklı şekilde atmak siz anne ve babaların elinde.


Çiçekler ve Lokum

Çiçekler... Kitaplardan her çeşidini gösterebiliriz çocuklara. Sayfa sayfa resimlerini çizebiliriz. Peşpeşe çiçek hikayeleri anlatırız. İçinde çiçek geçen her oyunu oynar, her şarkıyı söyleriz. Ama hangisi çiçekleri canlı canlı görmenin yerini tutabilir ki? İlkbaharla birlikte doğadaki uyanışı gözlemleyerek, bitkileri ve çiçekleri tanıyarak geçirdiğimiz günlerin ardından en güzelinin bir bahçeye gitmek olduğuna karar verdik ve çocuklarla birlikte Koşuyolu'ndaki KRM Uygulama Bahçesi'ni ziyaret ettik.




KRM Uygulama Bahçesi, Koşuyolu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde faaliyet gösteriyor. Burada 18-30 yaş arasındaki orta düzeyde zihinsel ve fiziksel engelliler üç ay süren bahçıvanlık sertifika programlarına katılıyorlar. Bu yanıyla çok özel bir oluşum olan KRM'de bizim ziyaretimiz sırasında eğitim yoktu. Oldukça tenha bir saatinde gittiğimiz bahçenin tadını doya doya çıkardık.




Çocuklarla gidilen bir gezinin en keyifli yanı, hiçbir detayın kaçırılmaması olsa gerek. Normalde yürürken gözümüzle dokunup birkaç saniye sonra unutacağımız her küçük ayrıntı çocuklarla birlikteyken üzerinde durulması gereken ilginç ve önemli varlıklar haline dönüşmez mi? Bir süs havuzu, o havuzun üzerinden geçen minicik bir köprü, suda yüzen iki ördek, kenarda hiç kimsenin oturmadığı tek bir salıncak, yürürken önünüze çıkıveren minik bir örümcek, az ileride ötüveren kahverengi horoz, çakıl taşları, sinekler, ballıbabalar, unutma beniler... Hepsinin başında tek tek durulur, hepsi tek tek incelenir. Hele ki bir de midilli varsa...




KRM'de çiçekleri incelerken bahçede bir midillinin yaşadığını ve onunla tanışabileceklerini öğrenince çocuklar çok heyecanlandılar. Onu görebilmek için kum piste giderek beklemeye başladılar. Birkaç dakika sonra Lokum karşılarındaydı. 




Çocuklar, atlarla iletişimin dokunarak kurulduğunu öğrendiler. Lokum'la burnunu okşayarak tanıştılar. Onu küçük bir tur yürütebilmek için ilerlemesini ve durmasını sağlayacak komutları öğrendiler. Turun sonunda da midillinin tekrar burnunu okşayarak ona teşekkür ettiler.




Lokum'la tanışıp tur attıktan sonra çiçeklerin dizili olduğu alana geçildi. Herbirinin adı tek tek soruldu, ardından okulumuz için çiçekler seçildi.




İlginç detaylarla dolu bir bahçede, çiçekler arasında ve Lokum eşliğinde keyifli bir sabah geçirdikten sonra seçtiğimiz çiçeklerle birlikte okulumuza döndük. Önümüzdeki günlerde bu çiçekleri ekecek ve bahçemizi renklendireceğiz. Böylece her bahçeye çıktığımızda canlı çiçekler bizi karşılayacak.

3 Nisan 2012 Salı

Zebraların İlk Aile Katılımı

Zebralara mart ayı içerisinde bir misafir geldi. Nisan Avcı'nın annesi Sezer Hanım Zebralar sınıfının ilk aile katılımını gerçekleştirmek üzere onları ziyaret etti. Birlikte çok keyifli bir sanat etkinliği gerçekleştirdiler.




Sezer Hanım'ın karton bir bardak üzerinde gerçekleştirdiği etkinliği Zebralar kağıt üzerine yaptılar. Nisan'ın da yardımlarıyla gerçekleşen çalışmada rengarenk kağıtlar birbiri üzerine yapıştı. Ve sonunda şirin mi şirin inekler çıktı ortaya. 




Zebraların elinden çıkan inekler nasıl olur dersiniz? İşte sonuç...




Harika değil mi??

Hoşgeldin İlkbahar

Güneşi görmek bize yetti. Daha mart ayı bitmeden Küçük Ağaç'a bahar neşesi geldi. Oyunlarımız, şarkılarımız, resimlerimiz, etkinliklerimiz, hepsi bir bir çiçek açtı. Havayı açık gördüğümüz her fırsatta bahçeye çıktık. Çiçekler ektik, yapraklı, meyveli oyunlar oynadık. Baharın renklerini okulun her yanına bulaştırdık.


Ektiğimiz bitkiler saksılarda büyüyor. Çizdiğimiz rengarenk çiçekler okulun girişini süslüyor. Mercimek ve fasulyeler pamukların altında yavaş yavaş filizleniyor.





Güneşten yana şanslıydık. Bol bol bahçede oynama fırsatımız oldu. Hatta derslerimizin bir kısmını sınıflardan dışarı taşıdık.


Orff saatleri de renklendi, canlandı. Çiçeklerin Dansı'nı yaptık geçtiğimiz hafta. Herbirimiz önümüzde duran çiçeklere benzemeye çalıştık. Top gerektiğinde ufak bir değişiklik yapıp portakal kullandık.



Atölye de çiçek açtı. Zebralar patlattıkları mısırlarla bahar dalları hazırladılar. Zürafalar en sevdikleri çiçeklerin resimlerini boyadılar.



Baharın gelişiyle birlikte iki de doğum günü partisi kutladık. Okulumuz kelebeklerinden Rüzgar ve misafir kelebeğimiz Zeynep dördüncü yaşlarını doldurdular.



Geçtiğimiz hafta da öğrencilerimiz kütüphaneye bağışta bulunmayı ihmal etmediler. Bu defa bağışların hepsi Kelebekler sınıfından geldi. Defne Aydınoğlu, Rüzgar İşçen ve Ege Eralp artık okumadıkları kitaplarını Küçük Ağaç Kütüphanesi'ne armağan ettiler.


Uzun ve güneşli günler, bahçe saatlerinin artan keyfi, renkli oyunlar ve etkinlikler enerjimizi daha da yükseltti. Neşemize, keyfimize diyecek yok. Artık zamanıydı, hoşgeldin ilkbahar!