6 Haziran 2014 Cuma

Doğa Gözlemcileri / Küçük Bahçıvanlar

Dünya Çevre Günü'nde beş ve altı yaş grubu öğrencilerimizle birlikte Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ndeydik. İki grup halinde gittiğimiz gezimizde ilk grupta yer alan öğrencilerimiz doğa gözlemcileri olup ağaçları incelediler. İkinci gruptakiler ise küçük bahçıvanlar olup maydanoz ektiler. Yemyeşil bir gündü bizim için. Bitkilerle bağ kurduğumuz, onların yaşam tarzını çözdüğümüz çok özel bir gündü.

DSCF4398

Gezimizin başında rehber ablamızla tanıştık. Üzeri yapışkanlı mor kağıtlar dağıttı çocuklara. Bahçe içerisindeki hiçbir bitkiden hiçbir şey koparamayacağımızı ama yere dökülenlerden istediklerimizi alabileceğimizi söyledi. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nin çocuklara hediyesi... Böylece yürüyüşümüz başladı. 

DSCF4415

İlk incelediğimi ağaç sekoya idi. Bu ağacın yumuşacık bir gövdesi vardı. Boyu ise bir gökdelen kadar uzun olabiliyordu. Fakat botanik bahçede gördüğümüz 20 yaşında bebek bir ağaç olduğundan boyu henüz diğer ağaçlardan daha uzun değildi.

DSCF4426

İkinci ağacı bulmak için rehberimiz bir ipucu verdi çocuklara. Gövdesi beyaz olan bir ağaç aramaya başladık. Sonunda karşımıza bir okaliptüs çıktı. Gövdesi su ile dolu olduğu için kabuğunu döken, koalaların dallarında uykuya daldığı sivri yapraklı ağaç... Yere dökülmüş olan okaliptüs yapraklarından birer tane alarak yolumuza devam ettik.

DSCF4437

DSCF4438

Yolumuzun üzerinde Gizli Bahçe vardı. Nilüferlerle dolu, yaprakların arasında kurbağaların saklandığı, sularında kaplumbağaların yüzdüğü gizli bir bahçe...

DSCF4457

Çadıra benzeyen bir kiraz ağacı gördük. Minicik kirazları vardı bu ağacın. Meyvesi çocuklar için değil kuşlar içinde. Biz de dallarının altına girip oyun oynadık.
DSCF4461

İnceleyeceğimiz son ağaç için de bir ipucu aldık. Çok güzel kokan ve çiçekleri kurutularak lezzetli çaylar hazırlanan bir ağacı bulmamı gerekiyordu. Bu ipucu bizi ıhlamur ağacına ulaştırdı. Tam da ıhlamur zamanıydı. Haziran ayında çiçekleri açmaya başlayan bu güzel ağacın dallarından harika kokular geliyordu.

DSCF4467

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ne giden ilk grubumuz son olarak bir oyun oynadılar. Çok basit bir oyundu fakat bitkilerin oluşumunu çok güzel anlatıyordu. Çocuklar sevdikleri bir hayvan olduklarını hayal ettiler. Onlardan kendilerine dağıtılan mısır tanelerini saklamalarını istendi. Birkaç saniye sonra ise sakladıkları mısır tanelerini bularak geri getirmeleri söylendi. Kimi çocuklar mısırlarını buldular, kimileri bulamadılar. Sakladıkları yiyecekleri bulan hayvancıklar karınlarını doyurmuş oldu. Bulamayanlarınkiler ise çeşitli sebeplerle toprağın altına gömülmüş olduklarından filizlendiler. 

DSCF4483

DSCF4482

Neyse ki daha pek çok mısır tanesi vardı. Bahçeden ayrılmadan önce bunlarla ördekleri besledik.

DSCF4496

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ne giden ikinci grubumuz daha farklı bir çalışmaya katıldı. Onlar küçük birer bahçıvan olarak tohum ekmenin sırlarını öğrendiler ve ilk ekimlerini yaptılar. 

DSCF4506

Çalışmanın başında her birine maydanoz tohumları dağıtıldı. Mini minnacık tohumların aslında canlı olduklarını öğrendiler. Onlar uyumakta olan canlılardı. Uyanıp filizlenmeleri için toprağa, suya, güneşe, havaya ve bol bol zaman ihtiyaçları vardı. Biz de onlara gerekli olan şeyleri sırasıyla vermeye başladık.

DSCF4517

DSCF4524

Toprağı inceledikten sonra küreklerle saksılara doldurdular.

DSCF4538

Ardından bahçıvan tokmaklarıyla toprağı düzleştirerek tohumların yatağını hazırladılar. 

DSCF4546

DSCF4558

Tohumlarını ektiler ve üzerini elekten geçirerek incelttikleri toprakla örttüler.

DSCF4570

Can suyunu da verince geriye beklemek kaldı. Sulamak, ihtiyacı olan güneş ışığını görmesini sağlamak ve beklemek... Küçük bahçıvanlar maydanozlarından artık kendileri sorumlular. Tohumlar uyanışa geçti. Çok yakında yeşil yeşil toprağın üzerinde kendilerini gösterecekler. Bizler de öğrencilerimizin ilk ürününü sizlerle buradan paylaşacağız.

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde geçirdiğimiz zaman hepimiz adına çok değerliydi. Doğanın işleyişiyle ilgili ilginç detaylar öğrendik. Çevremizdeki yüzlerce çeşit irili ufaklı çiçeği, ağacı inceledik. Arıların çiçekten çiçeğe uçuşlarını izledik. Kuşları seyrettik. İzledikçe ve öğrendikçe doğaya saygımız ve hayranlığımız arttı. 

1 Haziran 2014 Pazar

Pierre Loti: Son Nokta

Çocuklara İstanbul gibi özel bir şehri uzun uzun anlattıktan sonra noktayı da çok özel bir yerde koymak gerekir. Öyle bir yer ki, oraya gitmek için Boğaziçi'ni geçmeli, yol üstünde surları görmeli ve oraya ulaşınca da tepeden İstanbul'u izleyebilmeli. Bu yer Pierre Loti Tepesi olmalı.

DSCF4068

Güneşli bir günde, keyifli bir yolculuk sonunda ulaştık Pierre Loti Tepesi'ne. İstanbul aşığı Fransız bir yazarın, ülkemizde kaldığı süre boyunca şehri seyretmek üzere gittiği kahvehanede, ondan yüz yıl sonra biz seyrettik aynı şehri. Ve ardından çocuklar resmettiler gördükleri manzarayı.

DSCF4042

DSCF4043DSCF4044

DSCF4060

Çalışma sona erdiğinde öğle saati gelmişti. Ayranlarımızı ısmarladık, yanımızda getirdiğimiz sandviçlerimizi yemeğe başladık.

DSCF4069

Karnımız doyduğunda bir kere daha baktık İstanbul'a ve orada bulunan tüm turistler gibi o güzel manzaranın önünde birer de fotoğraf çektirdik.

20140528_130154

İstanbul'u keşfimiz böylece sona erdi. Son noktayı Pierre Loti Tepesi'nde koyduk. 

Şimdi dönüp de çocukların bir ay boyunca yarattıkları eserlere baktığımızda yaşadıkları şehrin onlarda uyandırdığı izlenimleri görmek mümkün. Çok keyifli detaylar, rengarenk manzaralar var resimlerinde. Tarihi ve tabiatıyla, güzel bir İstanbul oluştu kafalarında. İnanıyoruz ki koruyacakları, sahip çıkacakları bir İstanbul.