Çocuklara İstanbul gibi özel bir şehri uzun uzun anlattıktan sonra noktayı da çok özel bir yerde koymak gerekir. Öyle bir yer ki, oraya gitmek için Boğaziçi'ni geçmeli, yol üstünde surları görmeli ve oraya ulaşınca da tepeden İstanbul'u izleyebilmeli. Bu yer Pierre Loti Tepesi olmalı.
Güneşli bir günde, keyifli bir yolculuk sonunda ulaştık Pierre Loti Tepesi'ne. İstanbul aşığı Fransız bir yazarın, ülkemizde kaldığı süre boyunca şehri seyretmek üzere gittiği kahvehanede, ondan yüz yıl sonra biz seyrettik aynı şehri. Ve ardından çocuklar resmettiler gördükleri manzarayı.
Çalışma sona erdiğinde öğle saati gelmişti. Ayranlarımızı ısmarladık, yanımızda getirdiğimiz sandviçlerimizi yemeğe başladık.
Karnımız doyduğunda bir kere daha baktık İstanbul'a ve orada bulunan tüm turistler gibi o güzel manzaranın önünde birer de fotoğraf çektirdik.
İstanbul'u keşfimiz böylece sona erdi. Son noktayı Pierre Loti Tepesi'nde koyduk.
Şimdi dönüp de çocukların bir ay boyunca yarattıkları eserlere baktığımızda yaşadıkları şehrin onlarda uyandırdığı izlenimleri görmek mümkün. Çok keyifli detaylar, rengarenk manzaralar var resimlerinde. Tarihi ve tabiatıyla, güzel bir İstanbul oluştu kafalarında. İnanıyoruz ki koruyacakları, sahip çıkacakları bir İstanbul.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder