24 Mart 2012 Cumartesi

Drama Öğrencilerinin Özel Konuğu

Bu yılki üçüncü tiyatro oyunumuzu dün izledik. Fakat bu diğerlerinden çok farklı, çok özel bir oyundu. Bu oyunu bizlere okulumuzun drama öğrencileri sergiledi. Hikayesini kendileri oluşturmuşlar ve yine kendileri tiyatro metnine dönüştürmüşlerdi. Hazırlık aşamasında öğretmenlerimizden velilerimize pek çok kişi onlara destek verdi. İçinde çok emek barındıran, "kuraklık" gibi önemli bir konuyu işleyen, oldukça kalabalık bir kadro tarafından başarıyla sergilenen çok güzel bir oyundu "Doğum Günü Dileği ve Yağmur."

Oyun bir doğum günü partisi ile başladı. Ailesi, Burcu için sürpriz bir kutlama düzenlemişti. Ne yazık ki tam pasta üflenirken başlayan yağmur, partinin beklenenden önce bitmesine sebep oldu. Buna çok üzülen Burcu bir daha hiç yağmur yağmamasını diledi.


Oyunun sonraki bölümünde Burcu'nun dileğinin tutması ve aylarca hiç yağmur yağmaması sonucu hayatın nasıl etkilendiği işleniyordu. Burcu önce meyve almak üzere manava gitti. Fakat hiç yağmur yağmadığı için ürün alınamamış, tezgahlar boş kalmıştı. 


Göller kurumuş, balıkçılar balık tutamaz olmuştu. İnsanlar balık yiyemiyor, balıkçılar para kazanamıyordu. 


Çiçek de yetişmediği için, çiçekçilerde artık canlı değil yapay, kokusuz çiçekler satılıyordu. 


Susuzluktan hayvanlar hastalanmaya başlamıştı. Yakında insanlar da sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardı. 


Oyunun sonunda dileğinin nelere yol açtığını gören Burcu çok üzüldü. "Keşke tekrar yağmur yağmaya başlasa," dediği anda bir mucize oldu ve yeniden yağmur yağmaya başladı.  Böylece oyun mutlu sonla bitmiş oldu. 


Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Dünya Tiyatro Günü'ne yakın bir tarihte drama sunumumuzu gerçekleştirdik. Ve bu yıl da özel bir konuğumuz vardı. Bizi kırmayarak oyunumuzu izlemek üzere okulumuza gelen Ayla Algan, güler yüzü ve mütevaziliğiyle hepimizi kendine hayran bıraktı. Öğrencilerimizle tek tek ilgilendi, sorularını yanıtladı. Çocuklar, sürpriz olarak Ayla Algan'ın resimlerini çizmişlerdi. Bu resimleri kendisine hediye ettiklerinde Ayla Hanım her bir resmi ayrı ayrı inceledi.  





Ardından velilere yönelik kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasında, yaratıcı drama ve diğer sanat dallarındaki çalışmaların çocuklara neler kazandırdığına değindi. Karakter oluşumları ve beyin gelişimleri devam ederken katıldıkları bu sanat etkinliklerinde çocukların kendilerini tanıdıklarını ve beğenileri doğrultusunda bir yöne sapma fırsatını yakaladıklarını anlattı. Ayrıca yaratıcı drama çalışmaları sayesinde çocukların kendilerini ifade etme becerilerinin geliştiğine değindi. Dilimizden her kaybolan kelimeyle bir duygunun da kaybolduğunu söyleyen Ayla Hanım, ifadenin önemi üzerinde durdu. 

 

Böylece bu güzel organizasyonla, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nü birkaç gün öncesinde de olsa hep birlikte kutlamış olduk. Çocuklar, oluşturdukları güzel hikayeyi başarılı bir sunumla bizlerle paylaştılar. Haftalar süren hazırlık çalışmalarında onlara öğretmenleri yardımcı oldu. Oyunlarının sahnelenmesinde ise Küçük Ağaç dostlarından destek aldılar. Oyunumuzun davetiyelerini ve afişini eski velilerimizden Başak Horasan (Basako) hazırladık. Oyunda kullanılan pasta ise drama öğrencilerimizden Sarp Besler'in anneannesi Sabriye Hanım'ın (Tarçın) eseriydi. Çocukların büyük ilgi gösterdikleri kayığımızı ise bizim için Barış Tuğ hazırladı. Her birine desteklerinden dolayı bir kere daha teşekkür ediyoruz. Ama en büyük teşekkürü haftalar boyu öğrencilerimizle çalışan, hikayelerini oluşturmalarında, rollerine hazırlanmalarında onlara yardımcı olan ve en büyük desteği veren drama öğretmenimiz Duygu Seda Tomru'ya gönderiyoruz.  


Çocuklara gelince, onlar bugünün küçük kahramanlarıydı. Oyun sonrasında Duygu Hanım'ın da söylediği gibi, oldukça kalabalık bir seyirci topluluğu önünde hiçbir şey yapmadan durmak bile zorken onlar rollerinin hakkını verdiler, oyunlarını sergilediler. Yaptıkları hiç de kolay bir iş değildi. Bravo çocuklar! 

22 Mart 2012 Perşembe

Uçuşan Kelebekler

Kelebeklerin ailelerine minik bir sürprizimiz var. Sizi onların oyun saatine konuk ediyoruz. 


İyi seyirler...



21 Mart 2012 Çarşamba

Doğum Günü Dileği ve Yağmur


27 Mart Dünya Tiyatro Günü nedeniyle bu yılki drama gösterimizi Mart ayı içerisinde gerçekleştireceğiz. Mart ayında ayın sanatçısı olarak tiyatro sanatının üstadlarından, drama öğretmenimizin de ustası Ayla Algan'ı seçmemiz de bununla bağlantılı bir karar. Çünkü gösteri günü Ayla Hanım da seyircilerimizden biri olacak ve drama etkinliğinin ardından hem çocuklarımızla hem velilerimizle sohbet edecek.

Bu yılki gösterimizi oluştururken; "Kuraklık, canlıların yaşamını nasıl etkiler?" sorusundan yola çıktık. Birlikte oluşturduğumuz öykümüzü yine birlikte sahne metnine dönüştürdük.

23 Mart Cuma günü saat 14:00'te drama branşını seçen öğrencilerimizin velilerini oyunumuzu izlemek üzere okulumuza bekliyoruz. 

Yanımızda olduğunuz için teşekkürler, iyi seyirler dileriz.

19 Mart 2012 Pazartesi

Taktık Takıştırdık

Aslında bu, bizim sene içerisinde düzenlediğimiz partilerimizden birinin teması; Tak Takıştır. Hatırlarsınız, her çocuk evinden getirdiği takılarla katılır partiye. En renkli partilerimizden de biridir. Bu hafta partisini yapmadıysak da zebralar ve kelebeklerle konumuz gereği bol bol taktık takıştırdık. 




Kullandığımız takılara örnek olabilecek ne varsa bulduk, döktük ortaya. Kolyeler, bilezikler, taçlar, küpeler, kravatlar, kemerler, papyonlar, şapkalar... Hepsi ortalara serildi. 




Nasıl kullanıldıkları hakkında sohbet ettik. Taktık, denedik. Oyunlarımızda kullandık. Evet, belki jimnastik dersine onlarla çıkamadık ama "Takılarıyla jimnastik yapmadılar," da dedirtmedik.




Ardından en zevkli kısım başladı, kendi takılarımızı hazırlamak. Kızlar saç bantları yaptılar kendilerine. Erkeklerse papyon ve bileklik.



 

Biz sonuçtan memnun kaldık. Herkesin takısı kendisine çok yakıştı. Hele de onları takıp oyun oynamak çok eğlenceliydi.  


Zürafalar ve kediler ise kılıktan kılığa bürünüp hayvanlar aleminde dolaştılar. Kuş oldular mesela. 

 

Kediler ve Fareler oyununda rol aldılar. Kediler uykuya daldığında fareler peynirlerin peşine düştü. Ardından roller değişti. Oyun bittiğinde ortada zürafa falan kalmadı ve sınıfı kediler doldurdu. 




İsimlerini zürafalara kaptırma tehlikesiyle karşı karşıya kalan kedilerse özel bir proje üzerinde çalışıyorlardı. İçinde kedilerin yer aldığı bir proje... 

 

Aslında bu projede tüm öğrencilerimiz yer aldılar. Sanat öğretmenimiz Niyazi Selçuk'la birlikte gerçekleştirdikleri bu proje hakkında ilerleyen günlerde sizlere bilgi vereceğiz. Şimdilik sadece bunun bir sorumluluk projesi olduğunu belirtmekle yetinelim.  

Geçtiğimiz hafta iki de doğum günü kutlamamız vardı. Haftaya partiyle başladık ve yine partiyle bitirdik. Pazartesi günü Kelebekler sınıfından Defne Aydınoğlu'nun yaşını kutladık, cuma günüyse Zürafalar sınıfından Selim Güzeliş'in. Her ikisine de nice mutlu yaşlar diliyoruz.


           

Artık yavaş yavaş baharın gelişi hissedilmeye başladı. Havalar ısınıyor, güneş kendini daha sık gösteriyor. Çocuklar bahçede keyifle, yüzlerinde kocaman gülücüklerle oynuyorlar. Biz de önümüzdeki haftayı bahara ve baharı karşılamaya ayırıyoruz. 


Önümüzdeki haftayı özel kılan sadece baharı karşılıyor olmamız değil. Çok özel bir organizasyonumuz var cuma günü. Drama öğrencilerimiz aylardır üzerinde çalıştıkları, kendilerinin yazıp sahneye koydukları Doğum Günü Dileği ve Yağmur isimli oyunlarını sergileyecekler. Ve bu oyunu bizlerle izlemek üzere drama öğretmenimiz Duygu Seda Tomru'nun da hocası olan Ayla Algan okulumuza gelecek. Yerimiz kısıtlı olduğundan bu sene de geçen seneki gibi sadece drama öğrencilerimizin ailelerini ağırlayabileceğiz. Fakat cuma günüyle ilgili izlenimlerimiz ve çekeceğimiz fotoğraflar yine burada olacak.