15 Mayıs 2012 Salı

Anneler Günü

Geçtiğimiz hafta tüm öğrencilerimizin annelerine bir davetiye gönderdik ve onları anneler gününü takip eden pazartesi günü okulumuza beklediğimizi bildirdik. Birlikte anneler gününü kutlamak ve onlara sürpriz bir sunum yapabilmek için hafta boyu öğrencilerimizle birlikte yoğun şekilde çalıştık. Çocuklar annelerine söylemek için Türkçe ve İngilizce şarkılar hazırladılar. Girişteki panoya asmak üzere annelerinin resimlerini yaptılar. Beklenen gün ve saat geldiğinde annelerimiz Küçük Ağaç'taydılar. Çocuklarsa üst katta heyecanla onları bekliyorlardı. 




Çocukların bir arada oluşturdukları güzel görüntü hem anneler hem bizler için çok gurur vericiydi. Özellikle bu sene okula başlayan ve ilk defa arkadaşlarıyla birlikte bir topluluk önünde performans sergileyecek olan öğrencilerimizin anneleri en az çocukları kadar heyecanlıydı. 




Çocuklar hazırladıkları şarkıları söylediler. Sunumları bittiğinde annelerinin yanına giderek onları bir kere daha kutladılar. Ardından hep birlikte bahçeye, açık büfenin yanına indik. 




Davetiyemizi gönderirken vakit ayırabilecek annelerden gelirken yanlarında hazırlayacakları bir yiyeceği de getirmelerini, açık büfemizi onların ikramlarıyla oluşturmayı planladığımızı bildirmiştik. Annelerimiz bizi kırmayarak hünerlerini döktürdüler ve elleri dolu geldiler. Birbirinden leziz, çeşit çeşit yiyecekler sıralanıverdi masamızın üzerine. Açık büfemizin zenginliği görülmeye değerdi. 



Bu özel günde okulumuzda bir araya gelmek çok güzeldi. Böyle güzel çocukları dünyaya getiren ve yetiştiren annelerimizin anneler gününü bir kere daha kutluyoruz. 

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Annelere Küçük Bir Sürpriz

Geçtiğimiz hafta okulumuzda ziyaretçilerimiz vardı. Zürafalar sınıfından Sarp Besler'in anneannesi Sabriye Hanım ve arkadaşı Nazan Hanım. Onlar, Tarçın adını verdikleri iş yerlerinde pasta ve kurabiyeler yapıyorlar. Bizler onları ve tabii pastalarını uzun yıllardır tanıyoruz. Eski mezunlarımızdan Ali Cahit'in, Dora'nın ve halen öğrencimiz olan Sarp'ın doğum günlerinde hazırladıkları pastaları defalarca tatma fırsatımız oldu. Hatta bu yıl sergilediğimiz Doğum Günü Dileği ve Yağmur isimli oyunumuzda kullandığımız maket pastayı da bizim için onlar hazırladılar. Bu hafta da yine bize destek vermek için Küçük Ağaç'taydılar. Anneler günü için öğrencilerimizin süsleyeceği kurabiyeleri hazırladılar. 




Perşembe günü sabahtan okulu nefis bir kurabiye kokusu sardı. Kalp şeklindeki kurabiyeler pişip, üzerlerine yerleştirilecek çiçek, kelebek, yıldız, balık gibi figürler hazırlandığında çocukları sırayla masanın başına almaya başladık.



İlk aşamada aklımızda olan Sabriye Hanım ve Nazan Hanım'ın daha önceden süslemiş oldukları örnek kurabiyeleri çocuklara göstermek ve bunlara bakarak benzer bir süsleme yapmalarını istemekti. Fakat çocuklar önlerinde dizili rengarenk çiçekleri, balıkları ve kelebekleri görünce kendi içlerinden geldiği gibi kurabiyelerini şekillendirmeye başladılar.


Her bir öğrencimiz anneleri için özenle süslediler kurabiyelerini. Ortaya çok hoş tasarımlar, rengarenk kurabiyeler çıktı. İnanıyoruz ki böylesi anneler için çok daha değerli olmuştur ve umuyoruz ki çocukların bu küçük sürprizi hoşunuza gitmiş, ağzınızı tatlandırmıştır. Kurabiyelerin hazırlanması ve süslenmesi esnasında çocuklara yardımcı olan Sabriye Hanım ve Nazan Hanım'a da bir defa daha teşekkür ediyoruz. O gün onlar da çocuklar kadar canla başla çalıştılar.


Hazırlıklarımız, sürprizlerimiz kurabiyelerle sınırlı değil tabii ki. Her yıl olduğu gibi bu yıl da anneler gününü takip eden pazartesi günü tüm annelerimizi Küçük Ağaç'a bekliyoruz. Önce çok amaçlı salonumuzda çocukların sizler için hazırladığı sunumu izleyecek ardından bahçeye ineceğiz. “En güzel yemek annenin mutfağından çıkar,” düşüncesinden hareketle oluşturacağımız açık büfemizde, sizlerin hazırlayacağı yiyecekler eşliğinde çayımızı içecek, hep birlikte keyifli bir akşam üstü geçireceğiz. Tüm annelerimizi 14 Mayıs Pazartesi günü saat 15:30'da Küçük Ağaç'a bekliyoruz.

Son iki haftaya şöyle bir dönecek olursak özellikle Kelebekler sınıfı için oldukça eğlenceli geçtiğini söyleyebiliriz. Art arda doğum günleri kutladık. Lila, Doğa, Nil ve Defne Özcan dördüncü yaşlarını doldurdular.





Pek çok minik kelebeğimiz birer yaş büyüdülar. Zürafalar sınıfından Egehan da geçtiğimiz hafta doğum gününü kutlayanlardandı. O da artık altı yaşında. Yeni yaşına giren tüm öğrencilerimizi kutluyoruz.


Geçtiğimiz hafta bizim adımıza da çok keyifliydi çünkü mezun öğrencilerimizden okulumuzu ziyaret edenler oldu. Zeynep Duru Sarıoğlu, kardeşi Doğa'nın doğum günü için okulumuzdaydı. Aynı gün Emek Verda Coşar da ziyaretimize geldi ve kütüphanemize kitap hediye etti.


Defne Seydan ise okulumuza yeni başlayan kardeşi Demir'i almak için Küçük Ağaç'taydı. 


Mezun öğrencilerimizi görünce Küçük Ağaç Pikniği için sabırsızlanmaya başladık. Her yıl mayısta yaptığımız pikniğimizi bu yıl haziranda yapıyoruz. Ve her yıl olduğu gibi bu yıl da eski, yeni tüm öğrencilerimizle bir araya gelmeyi, keyifli bir pazar geçirmeyi umuyoruz.

13 Mayıs 2012 Pazar

Simla Sunay'la Öykü ve Resim


Simla Sunay, Küçük Ağaç'ta 3-6 yaş grubu çocuklarla öykü ve resim atölyesi çalışmalarına başladı. Atölyeye katılan çocuklar, pazartesi günleri 15:40'ta bir araya geliyorlar. Her hafta farklı bir konu ve farklı bir öykü üzerinden hareketle ve farklı malzemeler kullanarak yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak çalışmalar yapıyorlar. Küçük Ağaç'taki çalışmalar başlayalı henüz iki hafta oldu. Fakat çocuklar hızlarını aldılar bile. Neler mi yaptılar? Bunu en iyi aktaracak kişi Simla Sunay'ın kendisidir. İşte onun satırlarıyla Öykü ve Resim Atölyesi'ndeki ilk iki hafta...

1. Hafta “Ev ve Ağaç” 

Her zaman öykü ile başlarız. Yine öyle yaptık. Simla Sunay’ın Kafrika’nın Gölgeleri adlı romanındaki “Tarafsız Gün Işığı” adlı bölümde yer alan ev ile ağacın mücadelesini içeren öyküyü çizimli anlatımda dinledik. Kökleri ve temelleri birbirine karışan, dip dibe yaşamak zorunda kalan ev ile ağacın yardımına İnci ve Ozan yetişti (roman biraz değişti mi ne?). Oynadıkları top zıpladı, zıpladı ve pat diye kavga eden ev ile ağacın önüne düştü. Ev istiyordu, ağaç kesilsin; ağaç istiyordu, ev yıkılsın. Kavga büyümeden tarafsız gün ışığı (e güneş ışınları tarafsızdır tabii) yetişti ve doğru yolu gösterdi. Sonraaa...

Füzen (kömür kalem) ile tanıştık. 70cmx100cm kraft kâğıdına, yere yatarak (daha doğrusu serilerek), kömüre bulanarak doyasıya çizim yaptık.




2. Hafta “Renkleri Zıplatalım” 

Yine öykü ile başladık. Mavi Gaki adlı öyküyü okuduk. Farklılıklara saygı temalı bu öykü dizisinin resimlemesi çok özel... Parmak iziyle yapılmış. Bütün öykünün resimlerini inceledik. Parmak izimizi keşfettik. Çizgi, çizgi, halka halka görünüyorlar. Bu halkalar ne diyor bize? Cevap: Dünya…

Renkler karışınca ne olur? Renkleri öğrenmek için büyükçe bir tasın içine mavi ve sarı parmak boyamızı döktük. Köpük toplarımızı içine atıp salladık. Topları zıplattık. Yeşil toplar elde ettik. Sonra da köpük topları parmaklarımızla boyamaya devam ettik. Pek çok Dünya yarattık...





“MAVİ GAKİ”, Yazarlar: Reza Hemmatirad, Melike Günyüz, Resimleyen: Reza Hemmatirad, Erdem Yayınları, 2010