Yaz başında mezunlarımızla vedalaştık; onları tatillerine ve sonrasında başlayacak ilkokullarına uğurladık. Onlardan kalan boşluğu yeni öğrencilerimiz dolduruyor yavaş yavaş. Haftalar ilerledikçe yeni yüzler katılıyor aramıza. Bahçemiz, sınıflarımız onların sesleriyle, oyunlarıyla şenleniyor. Hayal güçleriyle Küçük Ağaç renkleniyor.
Bir köşede, (hatta tepede bir noktada) bahçedeki hayaletten kaçış planları yapılırken farklı bir köşede yarış arabalarından esinlenen çocuklar koşmaya başlıyorlar.
Hayvansever, aynı zamanda meraklı bir grup, bahçemizin küçük kahramanlarının izini sürüyor. Örümceklerin bacakları, böceklerin kabukları, kelebeklerin kanatları, sararan yapraklar, bahçedeki tavşanlar, ayrı ayrı dikkatini çekiyor her birinin. Kaplumbağayı beslemek ise çocukların kendi kendilerine üstlendikleri önemli bir görev sanki.
Bahçe oyuncakları da ayrı bir çekim alanına sahip çocuklar üzerinde. Yaratılmış her oyunun ortasına kısa bir kaydırak molası ya da salıncak sohbeti ilave ediliveriyor.
Hemen hemen her gün yolculuk yapan bir ekibimiz de var. Bazen gemiye biniyorlar, bazen otobüse. Ama mutlaka yola koyuluyor, rotası o anda belirlenen bir seyahate çıkıyorlar.
Ve bazen de kağıtlarını, boyalarını bahçeye çıkarıp açık havada resim yapmanın keyfine varıyorlar.
Uzun sözün kısası bizler Küçük Ağaç'ta yaz temposu içerisindeyiz. Bahçenin tadını çıkarıyor, yaz oyunları oynuyoruz.