Haziran ayında, mezun olan öğrencilerimize veda ettik. Okul hayatlarına Küçük Ağaç'ta başlayan, bebeklikten çocukluğa geçişte aramıza katılıp ilköğretim çağına gelene kadar bizlerle olan çocuklarımızdan ayrılmak bizim için çok zor oldu. Öte yandan onların gidişiyle oluşan boşluğu yeni yüzler doldurmaya başladı. Eğitimci olmanın güzel yanı bu. Bir yandan büyüyen, eğitimini tamamlayan öğrencilerinizi hayatlarının bir sonraki aşamasına uğurlarken diğer yandan yeni çocuklarınızı karşılamak, yeni hikayelere, yeni maceralara başlamak...
Yaz dönemi bu başlangıçların yoğun olarak yaşandığı dönemlerden biri. Evlerinden ayrılarak çok farklı bir ortama gelen küçüklerimiz hayatlarındaki bu büyük değişikliğe her geçen gün biraz daha alışıyorlar. İlk günlerdeki kaygılı ifadeleri yerini gülücüklere bırakıyor. Arkadaşlarıyla oyunlara katılıyor, okulun düzenine hızla ayak uyduruyorlar. Onlar okula alıştıkça aileleri de rahatlıyor, onların da yüzleri gülüyor.
Açıkçası hepimizin keyfi fazlasıyla yerinde. Yazın bu sıcak günlerini bahçemizde geçirmeye devam ediyoruz. Şu sıralar vazgeçemediğimiz oyuncağımız ise paraşütümüz. Her ortaya çıktığında çocukları etrafında toplayan bu rengarenk kumaş parçasının ya çevresindeyiz ya altında ya da üstünde.
Masa başına geçtiklerinde ise yine birbirinden güzel eserler ortaya çıkarıyor çocuklar. Temmuz ayının son iki haftasında hayvanlar konusunu işlediler. Önce bir koyun sürüsü belirdi okulda. Ardından timsahlar, ayılar ve türlü türlü hayvanlar.
Oyun hamurlarıyla ve atık materyallerle hep hayvan figürleri çalışıldı. Kağıtlar dolusu hayvan resimleri yapıldı. Rengarenk hayvan maskeleri hazırlandı ve takıldı.
Seramik dersinde figürler biraz daha farklılaştı. Çiçekler, evler ve tabii yine hayvanlar... Çocuklar, tüm dikkatlerini vererek yoğurdukları çamurlarla önce figürlerini hazırladılar. Takip eden hafta da boyadılar.