13 Ocak 2012 Cuma

Meslekler

Zürafalar sınıfı öğrencileri "Meslekler" konusu kapsamında ikinci sunumlarını gerçekleştirdiler bugün. Herbiri hafta başında seçtikleri birbirinden farklı meslekleri getirdikleri kostüm, malzeme ya da resimler eşliğinde tanıttılar. Çocuklar, edindikleri bilgileri kendi yorumlarıyla renklendirince ortaya çok keyifli bir sunum çıktı. Kediler sınıfının izleyici olarak katıldığı sunumdan bazı ufak notları sizlerle paylaşmak istedik.

Deniz, bir kostüm giyerek dansçılık mesleğini tanıttı. Ondan dansın müzik eşliğinde, özel kostümler ve ayakkabılarla yapıldığını öğrendik.


Meslek olarak ahşap oyuncakçılığını seçen Sarp, bu oyuncaklarla nasıl oyunlar yaratabileceğimizi anlattı ve ekran başında oynanan oyunların çocukların yaratıcılığını yokettiğini söyledi.


Bareti ve gözlüğüyle sunumunu gerçekleştiren Poyraz'dan inşaat mühendislerinin binalar, köprüler, barajlar ve özellikle de kuleler yaptıklarını öğrendik.


Ada, balerinlerle ilgili bir kitap getirmişti. Kitaptaki resimler eşliğinde bale pozisyonlarını, bale kostümlerini ve balerinlerin gösterilerine nasıl hazırlandıklarını anlattı.


Meslek olarak öğretmenliği seçen Ayşe Verda sunumunun sonunda "Bütün öğretmenler çiçektir," diyerek kendisini izlemekte olan tüm öğretmenlerinin yüzünü güldürdü.


Egehan polisliği seçmişti. Belinde telsizi ve elinde pek çok resimle sunumuna başlayan Egehan'dan polislerin bizi hırsızlardan koruduğunu ve ceza kestiğini öğrendik.


Selim kameraman olmuştu. Kameramanlar bizim resimlerimizi ya da filmlerimizi çektiğinde televizyona çıkabileceğimizi ve annelerimizin bizi televizyonda görünce çok mutlu olacağını anlattı.


Doktor önlüğü ve aletleri eşliğinde sunumunu gerçekleştiren Ayşenaz ,bize pek çok farklı alanda çalışan doktorlar olduğunu söyledi. Kulağa, buruna, boğaza, gözlere, ciltlere, karaciğere, kırık ve çıkıklara farklı farklı doktorların baktığını anlattı.


Zeynep Su moda tasarımcılığını tanıttı. Getirdiği resimlerin de yardımıyla moda tasarımcılarının nasıl çalıştığını anlattı.


Akın'dan araba tamirciliğini dinledik. Resimler eşliğinde yaptığı sunumda araba tamircilerinin ne yaptığını birkaç cümleyle ve başarıyla özetledi. "Araba bozuk. Tamirci aranır. Tamirci arızayı belirler. İngiliz anahtarı, tornavida ve çekiç kullanır. Arabayı tamir eder. Araba eskisi gibi yepyeni olur."


Son olarak Arya'dan hemşirelerin görevlerini öğrendik. Artık onların doktorlarla beraber çalıştıklarını, kan aldıklarını, hastaların ateşlerine baktıklarını ve tansiyon ölçtüklerini biliyoruz.


Bugün Zürafalar sınıfı öğrencilerinden on farklı meslek hakkında bilgi aldık. Herbiri ilgilerini çeken meslekler seçmiş, aileleri ile sunumlarına hazırlanmış, resimler, kitaplar, kostümler ve mesleklerinde kullanılan muhtelif araçlarla gelmişlerdi. Evde yaptıkları çalışmalardan kendilerini en çok etkileyen kısımları kendi yorumlarını da katarak bizlerle paylaştılar. Bu güzel sunum için hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

12 Ocak 2012 Perşembe

İtfaiye Gezisi

Bugün "Meslekler" konusu kapsamında Kediler ve Zürafalar sınıfları ile birlikte Kadıköy İtfaiyesi'ni ziyaret ettik. Çocuklar için çok heyecan verici olduğunu gözlemlediğimiz bu gezimizde İtfaiye ile ilgili pek çok bilgi aldık. 

Her şeyden önce İtfaiye'ye ulaşmak için 110'u çevirmemiz gerektiği bilgimizin bir kere daha üzerinden geçtik. Ardından İtfaiye'nin görevleri hakkında sohbet ettik. İtfaiye'nin yangınları söndürdüğünü ve ağaçlardan inemeyen kedileri kurtardıklarını öğrencilerimiz zaten biliyorlardı. Bize bilgi veren itfaiye memuru, İtfaiye'nin trafik kazaları ya da depremlerde mahsur kalan insanlara da yardım ettiğini anlattı.


İtfaiyecilerin yangın söndürürken özel bir kıyafet giydiklerini öğrendik. Memurlardan biri bu kıyafeti giyerek bize gösterdi. Ayaklarına uçları çelikten botlar, üstlerine ısıya dayanıklı tulumlar giyiyor, dumandan etkilenmemek için oksijen tüpü kullanıyor, başlarına boyun ve enselerini koruyan başlıklar, yukarıdan düşecek cisimlerden korunmak için kasklar takıyorlardı. Bu kıyafeti yangın yerine giderken, yolda giyiyorlardı.


İtfaiyecilerin kullandıkları araçlardan biri atlama minderiydi. Binalarda mahsur kalan insanları bazen bu minder yardımıyla kurtarıyorlardı. Bizim ziyaretimiz sonrasında itfaiyeciler bu minder üzerinde talim yapacaklardı. Dışarıda görevde olmadıkları zamanlarda kendi binalarında çeşitli eğitimlere katılıyorlar, çalışmalar yapıyorlar ve araçlarının bakımlarını gerçekleştiriyorlardı.


İtfaiye araçlarının birbirlerinden farklı olduklarını öğrendik. Kimisi su taşıyordu, kimisi de kullanılacak ekipmanları. Bunların yanı sıra üst katlara ulaşmalarını sağlayan yüksek merdiven araçları da vardı. Gezimizin sonunda bu araçlardan bir tanesinin içine girdik. Herkesin araçla ilgili yorumu aynıydı; "Çok yüksek."



Kadıköy İtfaiyesi memurları gezimiz sırasında bizimle yakından ilgilendiler. Çocuklara verilen İtfaiye eğitimine çok önem verdiklerini söylediler. Çünkü çocukların büyüdüklerinde İtfaiye'nin çalışmalarını kolaylaştırmak adına bazı sorumlulukları bulunduğunu, bunlardan en basitinin de arabalarını oldukça geniş olan İtfaiye araçlarının sokaklardan rahatça geçebilmelerini sağlayacak şekilde park etmek olduğunu anlattılar. Biz bunu sadece yarının büyüklerine değil, bugünün büyüklerine de verilmiş bir mesaj olarak alıp burada aktarmak istedik.

Kadıköy İtfaiyesi'ne düzenlediğimiz gezimizin çocuklarımız için çok bilgilendirici olduğu kesin. "Kimler itfaiyeci olmak istiyor?" sorusuna kalkan parmakların gezi sonrasında hayli arttığını da söylersek hata etmiş olmayız.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Her Meslekten Bir Çocuk

Her bir öğrencimizi meslek sahibi yaptık geçtiğimiz hafta. Aklımıza gelen her mesleği dağıttık. En sevimli ressamlar, en titiz doktorlar, en becerikli tamirciler Küçük Ağaç’ta hizmet verdi hafta boyu.
Ressamlar tüm yaratıcılıklarını döktüler ortaya.

Doktorlar hiçbir detayı gözden kaçırmadılar. Her bir hastanın sırtını dinlediler, kulaklarını ve boğazını kontrol ettiler, tansiyonunu ölçtüler. Hasta olana ilaç yazdılar, aşı zamana gelenin aşısını yaptılar.

Ayakkabı tamircilerininse farklı uygulamaları oldu. İlginç bir şekilde hepsi ayakkabıların deri kısımlarının yanı sıra tabanlarını da boyadılar. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi varmış. Saygıyla karşıladık, karışmadık.


Mesleklerini icra etmedikleri zamanlarda farklı etkinliklere ve oyunlara katıldılar. Alüminyum folyodan farklı nesne ya da hayvanlar oluşturdular. Ve bunlar için renkli arka planlar hazırladılar.

Çelik üçgenin sesiyle pozdan poza girerek hep birlikte eğlendiler.


Ve bir çocuğun en keyif aldığı şeyle, suyla oynadılar.


Kediler ve Zürafalar’ın sınıflarındaysa “Kış” mevsimi iyiden iyiye kendini gösterdi. Bu mevsimde çevremizde gözlemlediğimiz değişiklikler hakkında sohbet ettiler. Kış sebze ve meyvelerini tanıdılar. Kışın uykuya dalan hayvanları öğrendiler. Konularıyla örtüşen oyunlar oynadılar. Kediler Orff saatlerinde kayak yaptılar. Acemi kayakçılar oldukları için de sık sık bir yerlere çarpıp düştüler.



Sanat dersinde yine farklı bir çalışma vardı bu hafta. Çocuklar ilk defa baskı tekniğini denediler. Masalarına çizdikleri resimlerinin kağıt üzerine baskılarını aldılar. Çok renkli ve çok keyifli eserler çıkardılar.


Çocuklar, geçtiğimiz hafta müzik dersinde ksilofonun başındaydılar. Farklı bir Orff müzik aletini daha kullanma fırsatını yakaladılar.

Aralık ayının son haftasında Zürafalar sınıfında bir aile katılımı etkinliği gerçekleşti. O hafta sadece yeni yıl partisine değindiğimiz için bu etkinliği aktaramamıştık. Ayşe Verda Metin’in annesi okulumuzu ziyaret ederek çocuklarla sohbet etti ve onlara Aytül Akal’ın Gezmeyi Seven Ağaç hikayesini okudu.

Geçen haftanın doğum günü çocuğu Zürafalar sınıfından Murathan Akarslan’dı. Altı yaşını dolduran Murathan’a nice mutlu yaşlar diliyoruz.

Önümüzdeki hafta meslek edinme sırası Kediler ve Zürafalarda. Farklı meslekleri tanıyacak hatta bir de gezi yapacaklar. Kim bilir, belki onlar da mesleklerine yeni boyutlar getirmeyi denerler.