14 Kasım 2011 Pazartesi

Çocuklardan Rol Çaldık

Size bir soru; bugün kaçınız çember oldu ve kahkahalar arasında şarkılar söyleyerek döndü? Ya da kimler hiç tanımadığı veya çok az tanıdığı insanlarla dans ederek iletişim kurdu? Daha önce hiç elini sürmediği müzik enstrümanlarını çalanlar var mı? Biz bir grup eğitimci ve veli bir araya gelerek tüm bunları yaptık. Çocuklarımızdan rol çaldık, onların yaşına döndük ve birlikte Orff oyunlarına katıldık. Çok keyifliydi.


Günlerdir duyurusunu yaptığımız Orff etkinliğimiz bugün gerçekleşti. Eğitim koordinatörümüz Filiz Yaşar, oyunlar ve danslar eşliğinde bize Orff metodu hakkında geniş bilgi verdi. Herbir oyunun çocuklarda vücut farkındalığını, koordineli hareket becerisini nasıl desteklediğini deneyimleyerek gördük. Müziği dinleyerek, müziğe göre dans ederken çocukların ne gibi kazanımları olduğunu öğrendik. Çocukların zekalarının farklı yönlerde güçlü olduğunun fakat bu farklı yönler arasında çok da büyük bir mesafe olmaması gerektiğinin altını çizdik. Bu mesafenin açılmaması için Orff metodunun verdiği desteği gördük. Böyle anlatınca kuru bilgi oluyor aslında. Hatta bir süre sonra kafa da karıştırabiliyor. İşte biz tam da bu sebeple her yıl Orff yaşantı grubunu oluşturuyoruz. Keyifle, eğlenerek, çocuklaşarak ve deneyimleyerek Orff'un ne olduğunu velilerimize gösterebilmek için.


En iyisi günün keyfli kısımlarından bahsetmek. Filiz Hanım bizim için pek çok oyun hazırlamıştı. Bunlardan biri Kaos ve Düzen'di. Kendimizi bir heykel müzesindeki heykeller olarak hayal ettik. Kendimize bir poz belirleyip heykele dönüştük. Gece olup da müzenin ziyaretçileri gittiğinde Kaos ortaya çıktı ve tüm heykelleri bozmaya başladı. Neyse ki Kaos'un kardeşi Düzen de oradaydı ve bozulan heykelleri eski hallerine getirmeye çalıştı.


A Ram Sam Sam'da giderek hızlanan müziğe uyarak önümüzdeki bageti yanımızdaki arkadaşımıza geçirdik. Çıkmalı bir oyundu. Çıkan, seçtiği bir enstrümanı çalarak oyuna eşlik etti.



Hepimizin çocukken oynadığı el şaklatmalı oyunları da oynadık. Ama galiba eski performansımızı biraz yitirmişiz. Eller sık sık karıştı.


"Örtünün Altında Ne Var" oyununda Orff enstrümanlarını dokunarak tanımaya çalıştık. Klave, tırtır, marakas, zil gibi farklı farklı enstrümanlar çıktı örtünün altından. Ve biz bunları çalarak hep birlikte şarkı söyledik.

Tüm etkinlik boyunca toplam sekiz oyun oynadık. Herbirinin ardından Filiz Hanım bize oyunun amacını, eğitimcilerin bu oyunlar esnasında çocuklarda neleri gözlemlediklerini anlattı. Velilerimiz de evde çocuklarının yaptığı geri yürümeleri, el şaklatmaları ya da farklı cisimlerle ritim tutmaları etkinlik boyunca deneyimledikleri Orff oyunlarıyla ilişkilendirerek bizlerle paylaştılar. Bol kahkahalı, çok keyifli ve bir o kadar da içi dolu bir programdı bugünkü. Geçen sene de söylediğimiz gibi, gelen velilerimiz Orff'u tanıyarak ayrıldılar okuldan. Ve sene sonunda öğrenciler Orff sunumlarını yaparken herbiri çocuklarının performansını bilinçli bir gözle seyredebilecek, neleri başarmakta olduklarını açıkça görebilecekler.


Bu arada bugünkü programda sanat öğretmenimiz Niyazi Selçuk'un da velilerle bir paylaşımı yer alıyordu. Okul öncesi yaş grubundaki çocuklarda sanat derslerinin neleri hedeflediğini, öğrencilere "ezbere resim" yaptırılan ülkemizde aslında yaklaşımın nasıl olması gerektiğini, velilerin bu konuda ne gibi destekler verebileceğini anlatan Niyazi Bey çocuklarda yaratıcılığı desteklemek adına yapılabilecekler konusunda da oldukça kapsamlı bilgi aktarımında bulundu.