24 Nisan 2014 Perşembe

Çocuk Bayramı

Sene içerisinde birbirinden eğlenceli pek çok parti veririz. Fakat bu partilerden iki tanesinin yeri her zaman farklı olmuştur: yeni yıl partisi ve 23 Nisan partisi. Bambaşka bir heyecan yaratır bu iki parti. Sadece çocuklarda da değil üstelik. Hepimizde... Biri yeni başlayan yılın heyecanını taşır, diğeri çocuk olmanın tüm güzelliğini. Yeni yılı bir kenara bırakalım, biraz çocuk olalım. Geçmişte bir yerlerde hepimiz 23 Nisan çocukları olduk. Anne, babalarımız da oldu. Hatta anneanne, babaanne ve dedelerimiz de... Ortak yaşadığımız bir heyecan bu. Her yıl aynı gün içimizde uyanan, hiç solmayan ve yıllar geçtikçe içine biraz özlem karışan bir heyecan...

İşte biz bu heyecanla dopdolu bir halde senenin en eğlenceli partilerinden birini verdik. Bir partide yapılabilecek her şeyi yaptık. En şık kıyafetlerimizi ve kostümlerimizi giyerek katıldık partiye. Önce Zürafalar sınıfının hazırladığı kısa sunumu, ardından da her sınıfın ayrı ayrı hazırladığı orff danslarını izledik. Sunumlar bittiğinde oyunlar başladı. 
Mandal oyunu,


halat çekme,


heykel,


kaşıkla yumurta taşıma,


çuval yarışı,


ve bol bol dans...

Çocuklar partinin tadını doya doya çıkardılar. Arkadaşları yanlarındayken, eğlenceli oyunlar oynuyorken, gün onların günüyken ve halen çocukken... Zaten keyiflerini ne kaçırabilir ki?

23 Nisan 2014 Çarşamba

Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor

Bu yıl Türk çocuk edebiyatı yazarlarıyla buluşma, onlarla sohbet etme konusunda çok şanslıyız. Geçtiğimiz haftalarda bizi ziyaret eden Görkem Arsoy'un ardından bir yazarımızı daha ağırladık okulumuzda. Bu defa Sara Şahinkanat konuğumuz oldu. Her okunuşunda öğrencilerimizin büyük bir ilgi ile dinledikleri Maymun Kral, Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor ve Üç Kedi, Bir Dilek kitaplarının yazarı Sara Hanım hikayelerinden birini okumak üzere geldi Küçük Ağaç'a.


Öğrencilerimizin en sevdikleri kitaplardan biri olan "Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor"u getirmişti yanında. Tabii onun kitabı bizimkinden biraz farklıydı. Çok büyük bir kitaptı onunki. Bir de oyuncak vardı Sara Hanım'ın yanında. Hikayenin baş kahramanı Nino'nun bir oyuncağı. O da epeyce büyüktü. 

Ve başladı Sara Hanım kitabını okumaya. Çocuklar büyük bir ilgiyle, bir kere daha takip ettiler hikayeyi. Bu defa da yazarından dinlediler yavru ahtapot Nino'nun macerasını. 





Sara Hanım enerjisi ve ışıltısıyla okurlarını ilgili birer dinleyiciye de dönüştürüverdi. Hikaye bittiğinde yanında getirdiği Nino oyuncağına doktor ve aşçı gibi farklı mesleklerin önlüklerini giydirdi. Yavru ahtapotun farklılığının, yani sekiz kola sahip olmasının bu iş dallarında ona ne gibi faydalar sağlayacağı konusunda sohbet etti çocuklarla. Son olarak da çocukların seçmiş oldukları kitaplarını imzaladı onlar için.



Küçük Ağaç öğrencileri kitaplar arasında epeyce vakit geçiriyorlar. O kadar ki artık beğenileri yavaş yavaş oluşuyor ve tercih ettikleri yazarlar var. Biz, hikayelerinin hayranı olduğumuz, bizim için o güzel masalları hayal etmiş yazarlardan ikisiyle tanışma fırsatını yakaladık bu yıl. Sara Şahinkanat'a bizleri ziyaretinden dolayı teşekkür ediyoruz. Onun o güzel enerjisiyle okuduğu kitabı, artık bizler için daha farklı bir anlam kazandı.