28 Şubat 2012 Salı

Eski Şeyler Okulu ve Koleksiyonlar

Her eğitim yılı başında velilerimize bir form göndeririz. Bu formda Aile Katılımı adı altında çocuklarının sınıfında bir etkinlik yapmayı isteyip istemediklerini sorarız. İsterlerse ne gibi etkinlikler yapabileceklerini verdiğimiz listeden işaretlemelerini ya da listedekilerden farklı bir etkinlik planlıyorlarsa bununla ilgili bizi bilgilendirmelerini isteriz. Listemizde sanat etkinlikleri, mutfak etkinlikleri, hikaye okuma, koleksiyonlarını çocuklara gösterme gibi alternatifler yer alır.

Geçtiğimiz hafta Kediler sınıfından Arat Kosova'nın annesi Seçil Hanım, bu etkinliklerden iki tanesini birbiriyle bağlantılı olarak gerçekleştirdi. İki etkinlik arasında gayet başarılı bir geçiş yapan Seçil Hanım'ın aile katılımı, Kediler adına çok keyifliydi.


Seçil Hanım önce Eski Şeyler Okulu isimli bir kitap okudu çocuklara. Kitabın kahramanı Anti adında bir çocuktu. Anti koleksiyon yapmaya heveslenmişti ve bunu başarabilmek için komşusu Jonny'nin Eski Şeyler Okulu'na yazılıyordu.



Koleksiyonerlikle ilgili bu keyifli hikayenin ardından Seçil Hanım iki ayrı koleksiyonunu gösterdi çocuklara. Bunlardan ilkinde kurşun kalemler vardı.


İkinci koleksiyon ise pul koleksiyonuydu. Seçil Hanım çocuklara pullarla ve pul koleksiyonuyla ilgili bilgi verdi. Ardından birlikte koleksiyonu incelediler.



Böylece çocuklar keyifli bir hikaye dinleme, koleksiyonerlikle ilgili bilgi alma ve iki farklı koleksiyonu inceleme fırsatını yakalamış oldular. Seçil Hanım ve Arat, etkinliğin sonunda Eski Şeyler Okulu kitabını da okulumuz kütüphanesine armağan ederek kütüphanemize katkıda bulunmuş oldular.

Oldukça farklı ve keyifli aile katılımlarının gerçekleştirildiği bu eğitim döneminde ilk koleksiyon paylaşımını Seçil Hanım ve Arat gerçekleştirdi. Ve büyük ihtimalle bu paylaşımları Kedilerden birkaçında koleksiyonerliğe karşı bir ilgi uyandırdı.

Daldan Dala

Eğitim yılını yarıladık. Değerlendirme formları ilk dönem için dolduruldu. Ailelerle paylaşıldı. Veli toplantısı yapıldı. Gerek sınıf gerekse branş öğretmenleriyle görüşüldü. Artık her aile, çocuğunun okuldaki durumu ile ilgili detaylı bilgi sahibi. Bu arada tüm bu olayların kahramanı olan çocuklar bir yandan sınıflarında eğitim programlarına devam ediyor bir yandan da branş derslerine katılıyorlar. Branş derslerinden söz açılmışken…

Satranç oyuncularımız rakiplerinin şahını mat edebilmek için her hafta tüm dikkatlerini yoğunlaştırarak oturmaya devam ediyorlar taşlarının başına.


Drama öğrencilerinin oyunlarını sergilemelerine sayılı günler kaldı. Kendi yazdıkları senaryoları üzerinde çalışmaları son hızla devam ediyor.


Balerinler için de durum çok farklı değil. Her ne kadar performanslarını haziran ayında gerçekleşecek sene sonu gösterisinde sergileyecek olsalar da koreografilerini oturttular bile. Büyük bir keyifle hazırlıklarını sürdürüyorlar.


Salı günleri bongoların, djembelerin, teflerin ve kahonların sesleri dolduruyor okulu. Üst katta ritim yükseldikçe hepimizin kanı kaynamaya başlıyor.


Cuma günleri de salıları pek aratmıyor. Orff temelli müzik derslerinde çocuklar pek çok farklı enstrüman çalıyor, şarkılar söylüyor ve dans ediyorlar.


Sanat derslerinde ise her hafta farklı malzemeler kullanarak renkli ürünler ortaya çıkarıyorlar. Geçtiğimiz hafta her çocuk kendi maskesini tasarladı. Dersin sonunda atölye karnaval yerine benziyordu.


Kütüphanede yolculuk telaşı vardı. Geçtiğimiz yıl blogumuzu takip eden velilerimizin yakından tanıdığı Stanley, yeni seyahati için hazırlandı. Önceden Belçika’da Marilyn Roland’ı ziyaret eden, ardından Dora Horasan’la Mardin’i gezen ve son olarak da Deniz Atay’la birlikte Kanada’ya giden Stanley bu yılki ilk yolculuğuna uğurlandı. Zürafalar sınıfının yolculadığı Stanley bu defa Kelebekler sınıfından Defne Aydınoğlu’nun Saraybosna’da yaşayan kuzeni Saygın İleri’nin yanına gidiyor. Orada birkaç gün geçirdikten sonra okula dönecek ve getirdiği mektuplar ve fotoğraflar aracılığıyla bize hem Saygın’ın günlerinin nasıl geçtiğini anlatacak hem de bambaşka bir ülkeyi, farklı bir kültürü tanıtacak.


Zebralar ve Kelebekler’in de yoğunluğu az değil. İngilizce, müzik, sanat ve kütüphane etkinliklerine onlar da katılıyorlar. Sınıflarında ise eğitim programlarını takip ediyorlar. Bu hafta minik bir ziyaretçileri vardı Zebralar’ın. Zürafalar sınıfından Sarp Besler’in kedisi Ginger’ı ağırladılar. Ona gösterdikleri ilgi görülmeye değerdi. Minicik bir varlığa sevgi gösteren minicik çocuklar… İnsanı gülümseten görüntüler veriyorlar.


Kelebekler, diğer tüm sınıflar gibi güneşli havanın tadını doyasıya çıkardılar bahçede. Güneş parlayınca oyunlar da daha bir keyifli daha bir cıvıl cıvıl oldu.


Küçük Ağaç’ta daldan dala dolaşan çocuklar çok emek harcadılar, keyifli vakit geçirdiler ve işte böyle görüntüler verdiler. Önümüzdeki haftalarda da aynı tempoda devam edecekler ve emeklerinin sonucunu haziran ayında sizlerle paylaşacaklar. Ama o güne kadar neler başarmakta olduklarını fotoğraflar yansıtacak bizlere.