2 Ekim 2012 Salı

Kuru yapraklar sanatla canlanır mı? (2 Ekim 2012)

Oh! Sonunda yine buluştuk... Her zaman öykü ile başlarız. İlk hafta öykü kısmımızı tanışma kapladı, taştı taştı.

Resme başlamadan okulun bahçesinden topladığımız az sayıdaki yeşil yaprağı elimize aldık, evirdik çevirdik, tanıdık, keşfettik. Ne renkti bu canlı yapraklar? YEŞİL. Ne güzel damarları var bu yaprakların... Ne güzel can yolları... Dokunduk! Gıcır gıcır bir ses geliyor. Beyaz resim kâğıdımıza bu yaprakları sürterek yeşil rengini elde ettik. YAPRAKLAR KALEM OLDU! Kâğıdımıza yeşil yeşil can yolları çizdik.



Sonra Türkan öğretmenimizin tren yolundan gelirken topladığı çok sayıdaki kuru yaprağı inceledik. Elimize aldık. Ne farkı vardı kuru yaprakların canlı yapraklardan? Avucumuzda evirdik çevirdik. Ne renk, ne renk? Sarııı... Turuncu... Kahverengi... Kızıl... Aaaa sesi bile değişik bu yaprakların. Haşır huşur, haşır huşur bir ses geliyor, katır kutur, katır kutur...



Peki, biz bu yaprakları yeşil boyamızla yeniden canlandırabilir miyiz? Sanat ne içindir? Sanat sanat için midir? Sanat toplum için midir anneler babalar? Sanat doğa içindir! Elbette biz bu yapraklara can verebiliriz! Kâğıt üzerinde de olsa.






(Türkan öğretmenimize çok teşekkür ederiz. Ayrıca Gökçe öğretmenimize de bu güzel fotoğrafları için müteşekkiriz.)

Simla Sunay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder