17 Mayıs 2013 Cuma

Cam Ocağı Vakfı

Uzunca bir süredir Cam Ocağı Vakfı'nı gezi programımıza dahil etmeyi planlıyorduk. Sonunda bu planımızı hayata geçirdik ve geçtiğimiz çarşamba günü Cam Ocağı Vakfı'na bir gezi düzenledik. Çocukların üç farklı atölyede üç farklı cam üretim tekniğini gördükleri, yapılan çalışmaları pür dikkat izledikleri ve sonunda yaratıcılıklarını ortaya koyarak kendi eserleri oluşturdukları çok keyifli bir geziydi.

Cam Ocağı Vakfı'nda ilk izlediğimiz çalışma camdan penguen yapımıydı. Önce kırmızı cam çubuğun kor haline geldiğini ve akışkanlık kazandığını gördük. Bizim için pengueni yapan cam ustası elindeki çubuğu sürekli çevirerek camı istediği forma soktu. Gövdeyi ortaya çıkardı. Ardından gövdeye ayaklar, kuyruk ve kanatlar ekledi. Son olarak da penguenin kafasını oluşturarak çalışmasını sonlandırdı.



DSCF6693 DSCF6699
 
İkinci gittiğimiz atölye sıcak cam atölyesiydi. Burada rehberimizin aktardığı bilgiler eşliğinde yine kor halinde ve bal kıvamında olan camdan nasıl vazo, sürahi ve benzeri eşyalar yapıldığını gördük. Cam ustalarının yanmaması için sürekli suya daldırarak kullandıkları tahta kalıplarda camı şekillendirmelerini, daha sonra üfleyerek camı bir balon gibi şişirmelerini izledik.

 
DSCF6723 DSCF6725
Son atölyede çalışma sırası bize geldi. Bize verilen kare cam parçalarının üzerine renkli cam parçalarını yerleştirerek birer resim oluşturduk. Çalışmalarımız, daha sonra füzyon tekniği ile birer pano ya da tabağa dönüştürülmek üzere Cam Ocağı'ndan kaldı.


 
Gezimizin sonunda yanımızda getirdiğimiz yeşil soda şişelerini Cam Ocağı Vakfı'ndaki geri dönüşüm kumbarasına bıraktık. Vakıf yetkilileri, bıraktıklarımızın yerine bize önceden preslenerek yassı hale getirilmiş başka soda şişeleri hediye ettiler. Bu şişeleri vermekteki amaçları dikkatimizi geri dönüşümün önemine çekmekti. %100 geri dönüştürülebilen tek malzeme olan camın çöpe değil mutlaka cam kumbaralarına atılması gerektiğini hatırlattılar.

Cam Ocağı Vakfı içerisindeki gezimizi sona erdiğinde öğle yemeği saati gelmiş, karnımız iyiden iyiye acıkmıştı. Riva yolu üzerinde, dere kenarında, yeşillikler içinde bir tesiste öğle yemeği molası verdik. Sabah okulda hazırlanmış olan sandviçlerimizi yedik, ayranlarımızı içtik. Bir süre dinlendikten sonra tekrar yola çıktık.


Dönüş yolu üzerinde bir yere daha uğradık. Kediler sınıfından Eren Deniz Volkan'ın babası Cenk Bey'in yönlendirmesiyle tarihi Beykoz On Çeşmeleri (İshak Ağa Çeşmesi'ni) görmek üzere Beykoz'a gittik. Adını sürekli suların aktığı on lülesinden alan bu büyük çeşme hakkında bilgi aldıktan sonra okula dönmek üzere servislerimize bindik.



Cam Ocağı Vakfı gezimiz her açıdan çok keyifli geçti. Bizler başta yolun uzunluğunun çocukları yorup yormayacağı konusunda merak içerisindeydik. Boşuna endişelenmişiz. Yol boyu yemyeşil kırları, ormanları seyrettiler, karşılarına çıkan hayvanları birbirlerine gösterdiler. Yetmiş kilometrenin sonunda Vakıf'a ulaştıklarında enerjilerinden hiçbir şey kaybetmemişlerdi. Cam atölyelerinde keyifle dolaştılar, farklı üretim tekniklerini büyük bir dikkatle izlediler. Her bir öğrencimize göstermiş oldukları performanstan dolayı ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder