21 Ocak 2013 Pazartesi

En Değerli Zaman


Çocuklara sorsanız, onlar için okuldaki en değerli zaman şüphesiz arkadaşlarıyla oyun oynayarak geçirdikleri zamandır. Hatta daha da değerlisi, bahçede geçirdikleri oyun saatleridir. Hava nasıl olursa olsun öğretmenleri "Bahçe saati!" diye seslendiği an yüzlerine kocaman bir gülücük yerleşir. Heyecanla kapıya atılır, bir an evvel ayakkabılarını değiştirip, montlarını giyip bahçeye fırlamak isterler. 

Hava nasıl olursa olsun demişken... :) 

Eylül ayında yazın son günlerini yaşıyorduk. Çocuklar doya doya koşuyor, bahçe oyuncaklarının tadını çıkarıyor, kum havuzunda oynuyorlardı. Hava sıcak olduğu için üstlerinde ağırlık yapan montlar, paltolar yoktu. Serbestçe hareket ediyor, hatta bazı etkinliklerini de bahçede gerçekleştiriyorlardı. Okulumuzun bahçesi gerçekten de çok keyifliydi.




Ekim ayı geldiğinde hava hala güneşliydi. Mont ve paltoya hala ihtiyaç duyulmuyordu. Sadece kıyafetlerin kolları uzamaya başlamıştı. Çocuklar çılgınca koşmaya devam ediyor, bahçe oyuncaklarıyla oynuyorlardı. Henüz yoğun bir yağmur olmadığından kum havuzu hala açıktı. Okulumuzun bahçesi gerçekten de çok keyifliydi.





Kasım ayıyla birlikte yağmurlar kendini gösterdi. Montlar ve yağışlı günlerde yağmur çizmeleri giyilmeye başlandı. Çocuklar bahçede biriken sularda yapraklar yüzdürmeye, birikintilere basarak eğlenmeye başladılar. Ne yazık ki kum havuzu kapandı. Ama bahçe oyuncaklarının keyfi hiç de azalmadı. Okulumuzun bahçesi gerçekten de çok keyifliydi.



DSCF5494


Aralık ayı geldiğinde hava epeyce soğudu. Atkılar ve bereler takıldı. Fakat soğuyan hava bahçedeki keyfi hiç bozmadı. Çember oyunları da dahil olmak üzere tüm oyunlarımıza bahçede devam ettik. Çocuklar yine koştular, yine bahçe oyuncaklarında oynadılar, yine birbirinden eğlenceli oyunlar kurdular. Evet, hava soğuktu ama okulumuzun bahçesi gerçekten de çok keyifliydi.





Şimdi ocak ayındayız. Hava genelde soğuk. Sık sık yağmur yağıyor. Hatta kar yağdığı da oldu. Ama biz bahçeye çıkmayı bir gün olsun ihmal etmedik. Hava koşulları çok sert olmadığı ve oyun oynamamızı engellemediği sürece her gün mutlaka açık havaya çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. Neden mi? Çünkü çocuklar açık havada oynayarak vücutlarının ihtiyaç duyduğu oksijeni alıyorlar. Fazla enerjilerini atabiliyor, ince ve kalın motor becerilerini geliştiriyor, üstüne üstlük çevrelerini gözlemliyor ve keşfediyorlar. Fiziksel aktiviteleri artıyor. Koşuyor, tırmanıyor, zıplıyorlar. Onların bu hareketleri solunum, dolaşım ve sindirim sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlıyor. Ve her şeyden öte, çocuklar açık havada oynarken mutlu oluyorlar. 

Yalnız bir sorunumuz var. Henüz karda oyun oynama fırsatını yakalayamadık. Kar tatili bitip de okula geldiğimizde tüm karlar erimişti ve biz öğrencilerimizle bahçeye çıkıp kardan adam yapma ya da kartopu oynama keyfini henüz yaşayamadık. Bekliyoruz... Elbet karda bahçenin tadını çıkaracağımız günler de gelecek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder