18 Ekim 2012 Perşembe

Kaplumbağa Terbiyecisi


Ekim ayının ilk üç haftası için küçük grup öğrencilerimizin teması olarak kaplumbağaları seçtik . Temamızı belirleyip etkinliklerimizi planlandıktan sonra sıra ayın sanatçısını seçmeye geldiğinde Kaplumbağa Terbiyecisi eserinin yaratıcısı Osman Hamdi Bey'in ismi kendiliğinden çıkıverdi ortaya.

Son üç hafta bu önemli Türk ressamı tanıyarak geçti. Hayatını öğrendik. Eserlerinin bilgisayar çıktılarını aldık, panomuza asıp inceledik. Kaplumbağa Terbiyecisi'nin iki farklı versiyonu arasındaki farkları gördük. Sonunda bu kocaman tabloyu A4 boyutunda bir kağıtta incelemektense orijinalini görmenin daha güzel olacağını düşünüp bir gezi planladık. Bu gün o geziyi gerçekleştirmek üzere Pera Müzesi'ndeydik.


Tepebaşı'ndaki müze binasına girdiğimizde bizi doğrudan ikinci kata aldılar. Galerinin kapısında bizi Osman Hamdi Bey'in artık çok iyi tanıdığımız kocaman bir resmi karşıladı.


Müzede ressamın toplam beş eseri sergileniyordu; İki Müzisyen Kız, Bir Osmanlı İmaret ve Medresesi, Kökenoğlu Rıza Efendi, Pembe Başlıklı Kız ve Kaplumbağa Terbiyecisi. Çocuklar doğrudan Kaplumbağa Terbiyecisi'ne yöneldiler. Boyu iki metreyi aşan bu eser hepsini çok heyecanlandırdı. Sınıfta inceledikleri resimle ilgili artık bilmedikleri hiç bir detay kalmamıştı. Örneğin resimdeki terbiyecinin aslında Osman Hamdi Bey'in ta kendisi olduğunu biliyorlardı. Ressamın bu eseri için nereden esinlendiğini, resmettiği mekanın hangi caminin hangi odası olduğunu,  üzerindeki kıyafetin ve taşıdığı enstrümanların detaylarını tuvalin karşısında tek tek anlattılar.


Kaplumbağa Terbiyecisi karşısında heyecanlarını yatıştırdıktan sonra diğer dört resmi de dikkatlice incelediler. Müzede  yer alan Osman Hamdi Bey'e ait şövale de dikkatlerinden kaçmadı.


Küçük grubun kaplumbağalar konusu çocukları önce Osman Hamdi Bey'le tanıştırdı. Ardından onları Pera Müzesi'ne kadar götürdü. Bu kısa fakat keyifli müze ziyaretiyle Kediler ve Zürafaların bu yılki gezi programı başlamış oldu. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder