23 Aralık 2012 Pazar

Fenerbahçe Müzesi


İstanbul'a yılın ilk karı düşerken okulumuzun Zürafalar ve Kediler sınıfı öğrencileri bir gezi düzenleyerek Fenerbahçe Müzesi'ni ziyaret ettiler. Zebralar sınıfından Alaz Neyişçi'nin annesi Şafak Hanım'ın davetlisi olarak gittikleri Müze'de ülkemizin en eski takımlarından birinin ve dolayısıyla Türk sporunun tarihi hakkında bilgi sahibi oldular.

Müzeyi gezmek üzere Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'na kadar gidip de stadın içini görmemek olmazdı. Böylece gezimiz staddan başlamış oldu. Önceki gün oynanan maç oynanan sahada bakım yapılıyordu. Ve televizyonlarda ya da gittiğimiz maçlarda binlerce seyircisi ile gördüğümüz stadı bomboş görmek oldukça farklı bir duyguydu.



İçeri girdiğimizde bizi Müze Müdürü Alp Bacıoğlu karşıladı ve gezimiz boyunca bize eşlik ederek Fenerbahçe'nin tarihi hakkında bilgiler aktardı. Müze'nin girişinde ilk karşımıza çıkan Atatürk'ün birebir mumya heykeli oldu. Çocuklar Atatürk'ü karşılarında görünce çok etkilendiler ve uzunca bir süre yanından ayrılmadan onu incelediler. 


Ardından Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ilk kuruluş toplantısının ve Mütareke yıllarında Fenerbahçe lokalinden cepheye cephane taşınması anlarının mumyalarla canlandırıldığı bölümleri gördük. Geçtiğimiz yüz yıl boyunca farklı spor dallarında kazanılmış yüzlerce madalya ve kupaları inceledik. Bazılarının hikayelerini dinledik. 


Müze'de pek çok belge, fotoğraf, flama, forma ve giysiler sergileniyordu. Fenerbahçe Stadı'nın ilk halinin uçaktan çekilmiş bir fotoğrafı ve bugünkü halinin maketi vardı.



2007 yılında, Fenerbahçe'nin yüzüncü kuruluş yılı kutlamaları kapsamında Everest'in zirvesine dikilen bayrak da müzede yer alıyordu.


Ziyaretimizin sonunda yine mumyalardan hazırlanmış bir canlandırma bölümünü gördük. Atatürk'ün 1918 yılında kulübü ziyareti canlandırılmıştı. Aynı zamanda kendi el yazısının ve imzasının yer aldığı  şeref defteri de bu bölümde sergileniyordu. 


Fenerbahçe Müzesi'ni ziyaretimiz sırasında bir kulübün yüz yıllık tarihini gözlemledik. Daha önceden adını duymadığımız pek çok büyük spor adamının fotoğraflarını gördük, anılarını dinledik. Sporun büyüklüğüne ve birleştirici gücüne tanık olduk. Merak edenler varsa söyleyelim, farklı takımları tutan öğrencilerimiz gezi sonrasında tuttukları takımı değiştirmediler. Çünkü müzeyi gezerken kendi takımlarının da içerisinde yer aldığı birbirinden güzel dostluk ve başarı hikayeleri dinlediler. Öyle anlar oldu ki hep birlikte "En büyük Fener, başka büyük yok!" tezahuratlarında bulundular. Fenerbahçe Müzesi'ni ziyaretimiz sporun aslında hep bize yansıması gereken güzel yüzünü gösterdi hepimize.

Bize gezimiz boyu eşlik eden Şafak Hanım'a ve Alp Bey'e gösterdikleri ilgi ve yakınlık için çok teşekkür ediyoruz. Birlikte çok anlamlı ve keyifli bir gün geçirdik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder