20 Şubat 2012 Pazartesi

Oyuncak Müzesi

Geçtiğimiz cuma Oyuncak Müzesi'ndeydik. Her yıl olduğu gibi bu yıl da "Oyuncaklar" konusunu işlerken Oyuncak Müzesi'ni gezdik. Fakat bu defa çocuklar için bir de oyun düzenledik. Ve bu oyun sayesinde çocuklar muhtemelen ilk defa bir müzeyi bu derece detaylı inceleyerek dolaştılar.


Düzenlediğimiz oyun "Oyuncak Avı"ydı. Ve bu oyunu düzenlerken tek amacımız eğlenmek değildi. Çocukların müzeyi gezerken oyuncakları daha detaylı incelemelerini, dikkatlerini yoğunlaştırmalarını hedefledik. Oyunun sonunda aradıklarını bulmanın, yani oyunu kazanmanın hazzını yaşamaları da onlar adına etkinliği daha keyifli hale getirdi.  


Geziden bir hafta önce müzeye bir ön ziyaret düzenleyerek her vitrinden bir oyuncağın yakın plan fotoğrafını çektik. Daha sonra bu fotoğrafları bastırarak her öğrencimize birer tane verdik. Onlardan müzeyi dolaşırken her vitrini detaylı bir şekilde incelemelerini ve ellerindeki fotoğrafta yer alan oyuncağı bulmalarını istedik.


Aslında işleri hiç de kolay değildi. Gezenler bilirler, Oyuncak Müzesi'nin üç katında pek çok oda ve bu odalarda sergilenen 4000'in üzerinde oyuncak var. Çocuklar işte bu 4000 oyuncağın arasında ava çıktılar. Herhangi bir vitrinin herhangi bir köşesinden kendilerine bakmakta olan bir tek oyuncağı bulmaya çabaladılar. Sonuç mu? Herkes hedefine ulaştı.


Üç öğrencimiz gezinin sonunda aradığı oyuncağı bulamamıştı. Fakat hiçbiri pes etmedi. Müzenin en üst katına döndüler ve aynı turu keyiflerini hiç bozmadan bir kere daha attılar. Sonunda onlar da avlarını tamamladılar. Gezimizi müzenin alt katında oyuncaklarla ilgili kısa bir filmi izleyerek tamamladık.


Oyuncak Müzesi'ni ziyaretimiz sırasında hoş bir tesadüf gerçekleşti. Müzenin kurucusu şair-yazar Sunay Akın da oradaydı. Çocuklarla sohbet etti ve onlara bazı oyuncaklar hakkında bilgi verdi. Bu arada oyuncak avımızla ve okulumuzun adıyla yakından ilgilendi. Küçük Ağaç adının nereden geldiğini öğrenmek isteyince kendisine Küçük Ağaç'ın Eğitimi kitabı hakkında bilgi verdik ve okula döndüğümüzde kitabın bir kopyasını okuması için kendisine gönderdik. Görünen o ki Küçük Ağaç'ın Eğitimi etki alanını biraz daha genişletecek çünkü sohbetimizin sonunda Sunay Bey salı günkü programında bu konudan bahsetmek istediğini belirtti.

Oyuncak Müzesi gezimiz, haftamızı ve konumuzu keyifli bir şekilde sonlandıran güzel bir organizasyondu. Bu arada Zebralar ve Kelebekler de oldukça lezzetli bir hafta geçirdiler. Bu defa ekmekleri inceleme, pişirme ve tatma sırası onlardaydı.

Farklı ekmek çeşitlerini tanıdılar.


Ellerini hamura bulayıp kendi ekmeklerini yoğurdular.


Hatta ekmeğe sanat karıştırıp sonra da eserlerini afiyetle yediler.


Önümüzdeki hafta da oldukça hareketli geçeceğe benziyor. Bu defa Kelebekler geziye gidecekler. Hafta ortası Zebralar'a küçük, şirin bir misafir gelecek. Zürafalar böcekleri inceleyecek. Bunlar olurken arka planda Barış Manço'nun şarkıları çalmaya devam edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder